İÇİNDEKİLER
- Giriş
- Bilişim Hukuku
- Türkiye’de Bilişim Hukuku
- Türk Ceza Kanunu Çerçevesinde Bilişim Suçları Hükümleri
- Sonuç
- Kaynakça
Giriş
Teknolojinin gelişmesiyle her geçen gün bilişimin farklı türünde suçlar ortaya çıkmaktadır. Buna paralel olarak da yeni düzenlemeler eklenmiştir. Ortaya çıkan yeni bilişim suçuna yönelik bilişim hukukunda yeni yaptırımlara uygulanmıştır. Devletin hukuki olarak kişilere tanıdığı bilişim alanındaki hak ve özgürlüğü güvence altına almaya yönelik çalışmalar izlenilmektedir. Bilişim suçları, bilişim hukuku çerçevesinde Yargıtay Kararlarının içerik analizine yönelik incelenmektedir. Ülkemizde bilişim hukuku açısından yapılan yaptırımların uygulamadaki boyutu ve niteliği bilinmelidir.
Bilişim Hukuku
Ülkemizde son yıllarda internetin yönetimsel ve hukuksal yönlerinde önemli yasal gelişmeler gerçekleşmiştir. Bu yasal gelişmelerden yönetimsel olanların ana kaynağı 05.11.2008 kabul tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’dur. Türkiye’de transmisyon hatlarını kurma yetkisi ve bunlar üzerindeki mülkiyet hakkı 10.06.1994 tarihli ve 4000 sayılı kanunla değişik 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 1. maddesi gereğince Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi’ne ait iken, Elektronik Haberleşme Kanunu bu yetkiyi Türk Telekom’dan alarak bu kuruluşun internet omurgası konusunda sahip bulunduğu tekel yetkisine son vermiştir. (İçel,2009)
Bilişimin insan hayatındaki yeri ve öneminin artması doğal olarak bilişim alanında ortaya çıkmasına da sebep olmuştur. Kanun koyucu tüm dünyada olduğu gibi öncelikle Ceza Hukuku’nda bilişim alanında yaşanan hukuksuzlukların giderilmesi için düzenleme yoluna gitmiştir. Ancak bu düzenlemeler kanun uygulayıcıları olan hâkim, savcı ve avukatların konuya yeterince vakıf olmamaları nedeniyle işlevsiz ve yaptırımlarının kullanılmaz olmasına neden olmaktadır. Ancak hayatın kendi içindeki dinamikleri zaman içinde bu normların kullanımını ve önemini arttıracaktır. Her ne kadar akademik çalışmalar ve hukukî düzenlemeler bilişim hukukunun ceza boyutunda yoğunlaşmış ise de uluslararası hukukta gelişmeler ve Fikrî ve Sınaî mülkiyet haklarının ekonomik önemi nedeniyle çalışmaların bu alanda yoğunlaşması kuvvetle muhtemeldir. (Gürler,2006)
Türkiye’de Bilişim Hukuku
Türk ceza hukukunda bilişim suçlarında düzenleme gerçekleştirilmeden önce bilişim suçları kapsamındaki fiillerin hırsızlık, dolandırıcılık, nas-ı ızrar (mala zarar verme) gibi klasik suç tipleri ile değerlendirilmeye çalışıldığı; çoğu kez suçun unsurlarının örtüşmemesinden ötürü hatalı uygulamaların meydana geldiği veya yasal boşluk sebebiyle bu tür eylemlerin yaptırım dışı kalmasının söz konusu olabildiği belirtilmekte olup, söz konusu düzenlemenin “Bilişim tekniği çağdaş hayatta büyük süratle yaygınlaştığı için, yerleştirilmiş program, veri ve diğer bütün unsurları en büyük hassasiyetle korumak zarureti bu (babdaki) hükümlerin getirilmesini gerektirmiştir” gerekçesi ile ilk kez ceza mevzuatımıza dâhil olduğu ifade edilmektedir (Taşdemir, 2001, s.42-43).
Bilişim suçlarına yönelik Türkiye’de ilk yasal metin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na 1991 yılında eklenen “…bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem…” ibaresidir. Bundan sonra ortaya çıkan ihtiyaçlar neticesince birçok kanuna bilişim ile ilgili hükümler eklenmiştir. Bilişim suçları ile ilgili en kapsamlı düzenleme 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 243. 244. ve 245. maddelerinde bilişim suçları düzenlenme müstakilen düzenlenmiştir. (Turan,2014)
2004 yılında baştan sona yenilenen Türk Ceza Kanunu’nun bilişim alanında suçlar kısmı da bilhassa Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’ne paralellik sağlamak amacıyla yeniden düzenlenmiştir. Günümüzde ise son dönemde yaşanan hukuksal değişimler, TIB’e tanınan yetkilerle birlikte, devletin internet üzerinde kontrol ve yasakları artmıştır. (Küçükvardar,2018)
5237 sayılı TCK’nın bilişim suçları ile ilgili hükümleri oldukça geniştir. Kanundaki başlıca konular bilişim sistemlerine girme, bilişim sistemlerini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasıdır. Genel olarak kanunda başkasının hakkına dijital ortamda herhangi bir şekilde tecavüz eden kişiler suç işlemiş sayıldığı ve bu suçlardan herhangi birini işleyen kişiler hakkında bir yıl ile beş yıl arasında hapis cezası ya da adlî para cezası verildiği belirtilmektedir. (Şamlı, 2010)
Türk Ceza Kanunu Çerçevesinde Bilişim Suçları Hükümleri
İnternetin kullanımının yaygınlaşması ile özellikle bankacılık alanında çok çeşitli finans enstrümanları geliştirilmiştir. Bu enstrümanlar ile bireysel ya da kurumsal yatırımcıların kolayca işlem yapması ya da finansal araçları kullanması amaçlanmaktadır. Bu araçlar ile yapılan ve parasal işlemler ihtiva eden faaliyetler internet ortamında suç faillerinin bu ortamları da hedef almasına, bilişim suçlarının bu alanda giderek artmasına sebep olmaktadır Tüm bunlara paralel olarak önleyici, tespit edici ve düzeltici tedbirlerin alınmasında da teknolojik ve hukuki altyapı oluşturulmaktadır. Bu çerçevede geleneksel anlamda işlenebilen suçların elektronik ortamlarda işlenmesine dönük düzenlemelerde genel olarak suçun nitelikli halinin yeniden tanımlanması yoluna gidilmektedir. (Turan & Külcü, 2014)
Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçları kapsamında Yargıtay kararları değerlendirildiğinde, suçların konusunun büyük çoğunluğunun doğrudan bilişim suçu (Gerçek Bilişim Suçları) olarak tanımlanan 243-245 maddeleri ihlal edilmek suretiyle oluştuğu yapılan bir içerik analiziyle tespit edilmiştir. TCK kapsamında işlenen suçlar büyük oranda “sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” hususlarını içeren TCK 244 (%25) ile “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” hususlarını ihtiva eden TCK 245’inci (%62) maddeleridir. (Turan & Külcü, 2014).
5651 sayılı Kanunun 9. maddesinde, internet ortamında yapılan yayındaki içerik dolayısıyla hakları ihlal edilen kişilere, içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkı düzenlenmiştir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi, doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir. (Erdolu,2018)
Sonuç
Bilişim teknolojilerinin olumlu yönde etkisinin yanında olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Olumsuz etkiler alınan tedbirler ile en aza indirilmeye gereksinim duyularak bilişimin kontrollü şekilde kullanılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Ardından çerçevede mevcut düzenlemelerde iyileştirmelere gidilmesi ya da yeni koşullara dönük düzenlemelerin geliştirilmesi işlenen veya işlenmesi muhtemel suçların engellenmesinde büyük önem taşımaktadır. Devletin, bilişim suçları kapsamında kişilere sunduğu, Türk Ceza Kanunu’yla hakları yasal olarak korunmaktadır.
KAYNAKÇA
- Erdolu, B.(2018), SON ZAMANLARIN TREND HUKUK ALANI “BİLİŞİM”, Ankara Barosu Hukuk Gündemi Dergisi, s. 20-23
- İçel, K.(2009), Türkiye’de İnternet Ortamında İşlenen Suçlardan ve Kabahatlerden Sorumluluğun Genel Esasları- Erişimin Engellenmesi– İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Cevap Hakkı, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 16, s,18
- Gürler, C. (2006), Bilişim Hukuku Üzerine, EMO ANKARA ŞUBESİ HABER BÜLTENİ, s.7
- Küçükvardar, M.(2018), Changing Face Of The Phenomenon Of Crime: Cyber Crime, ISophos: International Journal of Information, Technology and Philosophy
- Photo by Scott Graham on Unsplash
- Şamlı, R. (2010), Türk ve Dünya Hukukunda Bilişim Suçları, Akademik Bilişim’10- XII. Akademik Bilişim Konferansı Bildirileri, Muğla: Muğla Üniversitesi
- TAŞDEMİR K. (2001), Uygulamada Bilişim Suçları, Panel- Bilişim Suçları, T.C. Adalet Bakanlığı Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Merkezi Başkanlığı, Ankara
- Turan, M. & Külcü, Ö. (2014), Identification of Cyber Crimes in Turkey and Content Analysis For Infringements, Türk Kütüphaneciliği 28
- Turan, O. (2018), Bilişim Hukuku, Bilgi Teknolojileri ve İnternet’in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, Fatih Projesi, MEB Kaynakları
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Bir İmam Hatip Lisesinden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi 2016 yılında BÖTE bölümü okumaya başladım. Bu bölüme başladığımda herhangi bir duygu barındırmıyordum. Bu bölümü okurken anladığım en önemli şeylerden biri, okul içindeki bilginin yeterli olmadığı her zaman, her ortamda bilgiye ulaşmam gerektiğidir. 2018-2019 yıllarında Teknoloji Fakültesinde Mekatronik Mühensliği okumaya başladım. Bu bölümde kendimi çok daha geliştirmek, özel sektör iş imkanlarından yararlanmak için seçtim. Eğitmen olma isteğim zamanla daha ön plana çıktı ve bu bölümde okumaya devam etmeyip öğretmenlik yönünde geliştirmeyi hedefledim. Php alanında kendimi geliştirmeye devam ettim ve bu alanda sertifikaya sahibim. Buna ek olarak Bilgisayar Ağları ,veritabanı, web tasarımı, mobil uygulamada orta düzey bilgiler sahibim. T3 Vakfında bir dönem Siber Güvenlik Eğitmenliği yaptım. Bu eğitim için TÜBİTAK’ta kısa süreli bir eğitim aldım. T3 Vakfında yapmış olduğum eğitmenlikten sonra öğretmenlik mesleğini benimsedim ve öğretmen olmaya karar verdim. 2019-2020 Zübeyde Hanım Ortaokulu’nda öğretmenlik stajımı yapmaktayım. Yeni şeyler öğrenmekten keyif alan biri olarak BÖTE’de olmak bana çok şey kattı.