Hazırlayan: Aynur KILIÇARSLAN – 100215032
 

İçindekiler

KİŞİSEL VERİ NEDİR?

Kanunda kişisel verinin tanımı ‘Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kimliğe ilişkin her türlü bilgi’ diye geçmektedir. Burada önemli üç nokta vardır:

  1. Gerçek kimliğe ilişkin olma
  2. Kimliği belirli veya belirlenebilir kılması
  3. Her türlü bilgi

Gerçek Kişiye İlişkin Olma

Verinin gerçek kişiye ilişkin olması, tüzel kişiye ilişkin veriler tanımın dışında kalmaktadır. Gerçek kişiye ait olmayan her türlü veri, kişisel veri sayılmaz

Kimliği Belirli Veya Belirlenebilir Kılması

 Bu hususta sadece bireyin tam olarak kimliğini belirten bilgiler değil, aynı zamanda kişiyi dolaylı yoldan belirleyecek bilgilerde kişisel veri kapsamına girmektedir.

Her Türlü Bilgi

 Kanunda bu alanda sınırlama yapılmadığı gibi, kapsamın genişletilmesi mümkündür. Dikkat edilmesi gereken nokta verinin kişi ile ilişkilendirilebilir olmasıdır.

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NUN KONUYLA İLGİLİ MADDELERİ

Amaç

Madde 1: (1) Bu kanunun amacı kişisel verinin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

Madde 2: (1) Bu kanun hükümleri, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek veya tüzel kişiler hakkında uygulanır.

Suçlar

Madde 17: (1) Kişisel verilere ilişkin suçlar bakımından 26/ 9/2014 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 135 ila 140. Madde hükümleri uygulanır.

(2) Bu Kanunun 7. Maddesi hükmüne aykırı olarak; kişisel verileri silmeyen veya anonim hale getirmeyenler 5237 sayılı Kanunun 138. Maddesine göre cezalandırılır. (Mevzuat.gov.tr Kişisel Verilerin Korunması Kanunu [MEVZUAT], 2016)

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUN KONUYLA İLGİLİ MADDELERİ

Madde 135: (1)Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye 1 ila 3 yıla kadar hapis cezası verilir.

(2)Kişisel verinin kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranda arttırılır.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme

Madde 136: (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli Haller

Madde 137: (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

  1. Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
  2. Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır.

Verileri Yok Etmeme

Madde 138: (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (Mevzuat.gov.tr Türk Ceza Kanunu [MEVZUAT], 2005)

(2) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması halinde verilecek ceza bir kat artırılır.

SUÇUN ŞİKAYETİ VE ZAMAN AŞIMI

TCK Madde 139- Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. (Mevzuat.gov.tr Türk Ceza Kanunu [MEVZUAT], 2005)

TCK Madde 139’da da görüldüğü üzere suçun işlenmesinin tespiti halinde şikayet edilmese dahi savcılık tarafından soruşturma başlatılmalıdır.

Mağdur, suçun işlendiği tarihten 8 yıl geçmeden şikayette bulunmalıdır. Şikayette bulunmaz ise, dava zaman aşımı süresi dolacağından soruşturma yapılmayacaktır.

KİŞİSEL VERİLERİ BAŞKASINA VERME, YAYMA VEYA ELE GEÇİRME SUÇU YARGITAY KARARLARI ÖRNEKLERİ

Konunun daha iyi anlaşılması için Yargıtay kararlarından örnekleri inceleyelim.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme

Sanık …’ın, mağdur … ile resmi nikahlı eşi olan tanık …’in birbirlerine gönderdikleri mesajları ve elektronik iletileri okuyup, her ikisi arasındaki duygusal yakınlaşmayı ve arkadaşlık ilişkisini öğrenmesi üzerine, mağdura tepki olarak, onun bilgisi ve rızası dışında, mağdurun adını ve soyadını taşıyan sahte facebook hesabı açıp, mağdurun günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği bir resmini, bu hesapta yayımlaması şeklinde sübut bulan eyleminde, ad, soyad ve resim gibi mağdura ait kişisel verileri, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunmasından dolayı üzerine atılı TCK’nun 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, internet ortamından temin edilip sahte facebook hesabına eklenen mağdura ait fotoğrafa herkesin kolaylıkla ulaşmasının mümkün olduğundan bahisle, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak sanık hakkında CMK’nun 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulması, kanuna aykırıdır (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2015/18748).

Banka Veya Kredi Kartı Bilgilerini (Kişisel Verileri) Ele Geçirme

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:

Bankanın ATM cihazına banka ve kredi kartları bilgilerini kopyalamak için sistem kuran, ancak ihbar edilmeleri neticesinde herhangi bir kartın kopyalamasını yapamadan yakalanan sanığın eyleminin TCK’nun 136, 35. maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nun 244/2-3. maddeleri uyarınca hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK’nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 07.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/17639).

Kişiye Ait Cep Telefonunun İnternet Üzerinden Paylaşılması

Sanığın, arkadaşı olan müştekiye ait cep telefonu numarasını, müştekinin bilgisi ve rızası dışında, “com” adlı arkadaşlık sitesinde “duygu” takma ismiyle üyelik işlemleri yaparak yaydığı ve açtığı profilde müştekinin küçük düşmesine yol açan değer yargısı içerecek, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte müştekinin ağzından paylaşımlarda bulunduğu, bunun üzerine müştekinin tanımadığı kişiler tarafından aranmaya başlandığı olayda; kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması suçunun meydana geldiği açıktır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/3719 karar).

Polis Memurunun Kişisel Verileri Ele Geçirmesi Ve Başkasına Vermesi Suçu

TCK’nın 136/1. maddesinin, “Bu madde hükmü ile hukuka uygun olarak kaydedilmiş olsun veya olmasın, kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına vermek, yaymak veya ele geçirmek, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.” şeklindeki gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, kişisel verilerin, “verildiği”, “yayıldığı” veya “ele geçirildiği”nin kabul edilebilmesi için, kişisel verilerin kaydedilmiş halde bulunması, kaydedilmiş haliyle başkalarına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi gerekir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, kişisel verilerin, üzerinde yazılı olduğu belgenin bulunduğu yerden alınması ya da kaydedilmiş haliyle başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi, böylece istenildiğinde tekrar kullanılabilmesi olanağını sağlayan her türlü faaliyet, kişisel verileri “ele geçirme” kapsamında değerlendirilebilir ise de, kişisel verilerin kaydedilmeden önce öğrenilmesi, hafızada tutulan kişisel verilerin başkalarına açıklanması, kişisel verilere salt duyu organları aracılığıyla vakıf olunması, ancak TCK’nın 134/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir. Emniyet Genel Müdürlüğünün 09.03.2005 tarihli ve 6429-15 sayılı giriş ve çıkış kayıtları konulu 2005/26 sayılı genelgesi ve mer’i mevzuata göre, bir kişiye ait yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerinin verilmesinde mutlaka kişilerin ya da vekillerinin yazılı müracaatı, kamu kurum ve kuruluşları ile adli mercilerin yazılı bir talepleri olması gerektiği halde, sanıkların, kişisel meraklarından dolayı kendilerine görevleri gereği verilen şifreleri kullanıp, hiçbir yasal gerekçe ve dayanağı olmadan, yetki aşımı suretiyle katılan …‘ın yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerini sorgulayarak TCK’nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediklerinin iddia edildiği anlaşılmakla,

Şikayetçi …‘a ait kişisel veri niteliğindeki yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerini, fiziki olarak tevdi edilmesi halinde kolaylıkla görebilecek konumda olan sanıkların, doğrudan bir görev tevdi edilmese dahi, salt veri tabanının güvenliği nedeniyle kendilerine verilen şifreleri kullanıp, sistemde sorgulama yaparak, bu bilgileri okumaktan ibaret eylemleriyle kişisel verileri ele geçirdikleri kabul edilemeyeceği gibi, söz konusu kişisel verileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştıklarına ilişkin haklarında bir iddia ileri sürülmeyen ve basında çıkan haberlerin doğruluğunu araştırarak gerektiğinde amirlerine bilgi verme amacını taşıdıklarını ifade eden sanıklara, basit bir şifre sayesinde sistemde yer alan verilere erişebilme imkanının verilmiş olması ve veri içeriklerinin sanıklardan gizlenmemiş olması karşısında, sanıkların sistemde sorgulama yaparken, hukuka aykırı hareket ettikleri bilinciyle davrandıkları da kabul edilemeyeceğinden, sanıklara isnat edilen eylemde TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve aynı Kanun’un 134/1-1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının yasal unsurlarının oluşmamasından dolayı sanıkların CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatlerine dair yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar : 2016/5860).

Kişiye Ait Sağlık Bilgilerinin Davada Kullanılması

Genel cerrahi uzmanı olup özel bir güzellik merkezinde doktor olarak çalışan sanığın, güzellik merkezinde iki yıl süreyle müştekiye lazerle yüz epilasyonu tedavisi uygulaması sonrası müştekinin yüzünde kıllanmanın artması ve yanık oluşması nedeniyle şikayetçi olarak aleyhine tazminat davası açması üzerine, tazminat davasına ilişkin olarak vekili aracılığıyla verdiği cevap dilekçesinde, müştekinin davadan 1 yıl önce kullandığı kişisel veri niteliğindeki ilaçların listesini yazarak, müştekideki şikayetlerin kullandığı ilaçların yan etkisi olabileceğini savunması şeklinde gelişen eyleminde; kişisel veri niteliğindeki ilaç listesini, bir başkasına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia bulunmayan sanığın, aleyhine açılan tazminat davası yargılamasında, davaya konu şikayetlerin müştekinin son 1 yılda kullandığı ilaçların yan etkilerinden de kaynaklanabileceği yönündeki savunmasını kanıtlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etmek bilinciyle hareket etmediği anlaşıldığından kişisel verileri başkasına verme veya yayma suçu oluşmamıştır. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/7889 karar).

Memurun Kişisel Verileri Ele Geçirme Suçu

Kendisi ve eşi de memur olan sanığın, yapacakları şikayete konu olmak üzere eşi ile aynı işyerinde ebe olarak çalışan katılanın doğum belgesini hastaneden alarak, il sağlık müdürlüğüne verdikleri şikayet dilekçesinin ekinde sunmaları şeklinde gerçekleşen somut olayda, Katılana ait doğum belgesinin kişisel veri olması, memur olarak çalışan sanığın başkasına ait bilgileri içeren bir belgeyi velevki yapacağı şikayet başvurusuna konu olsa dahi almasının hukuka aykırı olacağını bilebilecek durumda bulunması, suça konu doğum belgesini şikayet dilekçesine eklemek suretiyle burada yer alan ve kişisel veri niteliğinde bulunan bilgilerin katılanın rızası dışında başkalarınca öğrenilmesine neden olunması hususları birlikte değerlendirildiğinde,

Sanığın eylemi TCK’nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçunu oluşturmaktadır.

Suça konu doğum belgesinin yapılacak şikayetin delili olarak sunulmak amacıyla alınmış olması nedeniyle eylemin haksızlık oluşturduğu konusunda hataya düşüldüğü ileri sürülebilir ise de, uzun süredir memur olarak çalışan sanığın başkasına ait bilgiler içeren bir belgeyi ilgilinin bilgi ve rızası olmaksızın almasının hukuka aykırı olduğunu bilecek durumda bulunması, eşinin sağlık çalışanı olması ve iki çocuğunun bulunması nedeniyle doğum belgesinin ne şekilde alındığını biliyor olması, şikayet dilekçesi içeriğinde belirtilmek suretiyle ilgili belgenin şikayet başvurusu yapılan kurumca temininin imkan dahilinde bulunması göz önünde bulundurulduğunda, fiilin haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz bir hatadan söz edilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla, sanığın kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 136. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararı isabetlidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar : 2014/312)

HABERLERE KONU OLAN ÖRNEK OLAY

“İki komşunun karakolluk olmasına yol açan olay İstanbul Beşiktaş‘ta yaşandı. Ayla Ç.’nin topuklu ayakkabı sesinden rahatsız olan komşusu akılalmaz bir yöntemle intikam almak istedi. Ayça Ç., montajlanmış fotoğraflarını mahallede görünce soluğu polis merkezinde aldı. Olayın faili Mete Ö. ise tutuklandı.” [1]

Haberin tamamına ulaşabileceğiniz link:

https://www.ahaber.com.tr/yasam/2019/05/21/inanilmaz-intikam-komsusunu-montajlayip-mahalleye-dagitti

SONUÇ

Dünyada ve ülkemizde bilgi ve iletişim teknolojilerinde baş döndüren gelişmeler yaşanmaktadır. Bilhassa internetin ve sosyal medyanın yaygınlaşması iletişim ve veri paylaşımını oldukça kolaylaştırmıştır. Örneğin, Ortadoğu’da meydana gelen halk ayaklanmalarında sosyal ağların dolayısıyla İnternetin oldukça önemli bir etken olduğu ileri sürülmektedir.[2]

Ülkemizde de hemen hemen herkes sosyal medyayı aktif olarak kullanmaktadır. Her gün sosyal medyada bazen farkında olarak bazense farkında olmadan başkasına ait kişisel veri tanımına uyan bilgiler paylaşılmaktadır.

Bu yaptığımız paylaşımı çok masumca görünebiliyoruz. Fakat kanunda “kişisel veri” şeklinde tanımlanan bilgiler kişilerin rızası doğrultusunda işlenebilir ve paylaşılabilir. Kişinin rızası olmadan kimse bu özel bilgilerimizi her ne niyetle olursa olsun kullanamaz ve paylaşamaz. Yukarıdaki maddelerde de görüldüğü üzere bu basit bir şey değildir. Cezai yaptırımı vardır.

Birçok insan bu konunun cezai yaptırımından habersizdir. Hatta bende bu ders kapsamında hazırladığım bu ödev sayesinde konu hakkında bilgi sahibi oldum. Kendimden yola çıkarak Böte bölüm öğrencilerinin dahi konu hakkındaki bilinçsizliği olduğunu düşünüyorum. Halbuki bizler geleceğin bilişim öğretmenleri olarak konu hakkında bilgi sahibi olup bilinçli nesiller yetiştirmeliyiz.

Kişisel verilerimizin korunması bizim Anayasal haklarımızdandır ve bunun için ülkece konu hakkında bilinçlenmeliyiz. Rızamız olmadan hukuka aykırı yollarla kişisel verilerimiz ele geçirildiğinde veya yayıldığında savcılığa suç duyurusunda bulunarak cezai yaptırımların uygulanabileceğine dair farkındalığımız olmalı.

Sonuç olarak gerekli bilgilendirmenin konunun uzmanları tarafından tüm kamuoyuna özellikle bizim gibi yeni nesile şekil verecek öğretmen adaylarına yapılması kanaatindeyim.

KAYNAKLAR

YARGITAY. (2015),  Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

YARGITAY. (2014),  Banka veya Kredi Kartı Bilgilerinin Ele Geçirilmesi, 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

YARGITAY. (2014),  Kişiye Ait Cep Telefonunun İnternet Üzerinden Paylaşılması 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

YARGITAY. (2016),  Polis Memurunun Kişisel Verileri Ele Geçirmesi ve Başkasına Vermesi Suçu 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

YARGITAY. (2014), Kişiye Ait Sağlık Bilgilerinin Davada Kullanılması 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

YARGITAY. (2014), Memurun Kişisel Verileri Ele Geçirme Suçu 13 Nisan 2019 tarihinde Karararama.yargitay.gov.tr sitesi: https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ adresinden alındı.

Mevzuat.gov.tr (2016), Kişisel Verilerin Korunma Kanunu 14 Nisan 2019 tarihinde Mevzuat.gov.tr sitesi: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6698.pdf adresinden alındı.

Mevzuat.gov.tr (2016), Türk Ceza Kanunu 14 Nisan 2019 tarihinde Mevzuat.gov.tr sitesi:  https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf  adresinden alındı


[1] https://www.ahaber.com.tr/yasam/2019/05/21/inanilmaz-intikam-komsusunu-montajlayip-mahalleye-dagitti Haber sitesinden alınmıştır.

[2] 24 Mayıs 2011 tarihinde http://www.gennaration.com.tr/manset1/arap-bahari-halkin-aggucu/; http://www.kigem.com/content.asp?bodyID=5737 adreslerinden erişildi; Bu konuda bkz. Gelvin, James L. The Arab Uprising, Oxford University Press, 2012, New York

 


Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.