Hazırlayan: Abdullah Özcan Özen  100221013

İçindekiler Tablosu

Makale Adı 1

Yazar 1

Makale Künyesi 1

Makale Erişim Adresi 1

Giriş 1

Araştırmanın Amacı 1

Yöntem 1

Araştırma modeli 1

Evren Örneklem / Çalışma Grubu 2

Veri Toplama Aracı 2

Veri Toplanması ve Çözümlenmesi 2

Verilerin Analizi 2

Evren Örneklem / Çalışma Grubu 2

Bulgular ve Tartışma 2

Bulgular 2

Sonuç ve Öneriler 2

Sonuç 2

Öneriler 3

Kişisel Sonuç 2

Makale Adı

            Sosyal Medyada Etik Sorunlar

Yazar

            Şerife Öztürk: Dr. Bağımsız Araştırmacı

Yıl/Sayı : Cilt 9, Sayı 1, 287 – 311, 08/06/2015

 

Makale Künyesi (APA Standardı)

Öztürk, Ş. (2015). SOSYAL MEDYADA ETİK SORUNLAR . Selçuk İletişim , 9 (1) , 287-311 .

Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, yeni medya, geleneksel medya, etik

Makale Erişim Adresi

            https://dergipark.org.tr/en/pub/josc/issue/19031/201143

Giriş

            İletişim teknolojilerindeki yenilikler, her dönem insanları çok şaşırtmıştır. İnsanlar,

bu teknolojik değişimlere şaşırmakla birlikte, yeniliklere de ayak uydurmuşlardır. Ev telefonlarının cep telefonlarına, bilgisayarın internete ve dizüstü hatta cep bilgisayarına dönüşmesiyle hep yeni bir dönem başlamıştır. Ancak son 10 yıldır yaşanan değişim ve yenilikler insanların hayatının merkezi durumuna gelmiştir. Geleneksel medyayı henüz içselleştiren insanların yeni medyadaki teknolojileri kabullenmeleri geleneksel medyaya göre çok daha çabuk olmuştur. Çünkü geleneksel medya, yeni medya teknolojilerine zemini çoktan hazırlamıştır.

            Yeni medyanın da içinde barındırdığı “sosyal medya” kavramı, son 10 yıldır insan hayatında çok fazla yer tutmaktadır. Sosyal medya ile çoklu ortamları içinde barındırması sayesinde dünyanın öbür ucunda olan insanlarla anında yüzyüze iletişim kurulabilmekte, fotoğraf, video paylaşımı yapılabilmektedir. Bu durum da, Mc Luhan’ın “küresel köy” teorisinin bir kez daha anlaşılmasını sağlamıştır.

            Çalışmanın ilk bölümünde, yeni medya ve sosyal medya kavramı ile sosyal medyanın doğuşu, bu zamana kadarki gelişimi incelenmiş, özellikleri ve geleneksel medyadan ayrılan yönleri ele alınmıştır.

İkinci bölümde etik kavramı genel olarak incelenmiş olup sosyal medyadaki etik

sorunlar anlatılmış, etik ihlallerin nedenleri, bunlara karşı alınması gereken tedbirler de yine ikinci ve son bölümde irdelenmiştir.

Araştırmanın Amacı

            Bu çalışmanın amacı bize sosyal medyada etik kavramının ne kadar çok dışına çıkıldığı ve bunun için nasıl bir önlem alabiliriz sorusuna yanıt aramaktır.

Yöntem
Araştırma Modeli

  • Çalışma nitel araştırma olarak tasarlanmıştır.
  • Öncelikle “Sosyal Medya” ardından “etik” kavramı ele alınmıştır.
  • Elde edilen bilgiler ışığında yazar kendi önerilerini sunmuştur.
  • Sosyal Etik Sorunlar şu başlıklar altında incelenmiştir; özel yaşamın gizliliği, içeriğin asıl kaynağının gösterilmemesi, telif/patent hakları, üretilen içeriklerin olgunlaşmadan ve doğruluğunun teyit edilmeden yayılması, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanamaması, veri madenciliği, dijital gözetim olgusu, haber ve ticari enformasyonun sınırlarının belirsizleşmesi, yoğun reklam içeriği, yanıltıcı etiketleme ve başlıklandırma, nefret söyleminin varlığı, bireyin sosyal medyada sadece tüketici olarak konumlandırılması, genel ahlaka aykırı içerik oluşturmak ve yaymak, anonimlik olgusu, trol olgusunun görülmesi(spam blog), dil.

Evren Örneklem / Çalışma Grubu

  • Çalışmada birinci bölümünde yeni medya ve sosyal medya kavramı ile sosyal medyanın doğuşu, günümüze kadarki gelişimi çeşitli kaynaklardan incelenmiştir.
  • Yeni medya ile sosyal medyanın özellikleri ve geleneksel medyadan ayrılan yönleri ele alınmıştır.
  • İkinci bölümde ise etik kavramı genel olarak incelenmiştir.
  • Sosyal medyadaki etik sorunlar, etik ihlallerin nedenleri ve bunlara karşı alınması gereken tedbirler detaylıca anlatılmıştır.

Veri Toplama Aracı
Yoktur.

Veri Toplanması ve Çözümlenmesi
Araştırma verileri nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yoluyla toplanmıştır. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu ya da olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Bu araştırmada kullanılan materyaller ise çeşitli web siteleri, dergiler ve makalelerdir.

Verilerin Analizi
Yoktur.

Bulgular ve Tartışma

Bulgular:

Sosyal medya kullanıcılarına bakıldığında yaşanan etik sorunlar şu şekilde sıralanabilir; özel yaşamın gizliliği, içeriğin asıl kaynağının gösterilmemesi, telif/patent hakları, üretilen içeriklerin olgunlaşmadan ve doğruluğunun teyit edilmeden yayılması, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanamaması, veri madenciliği, dijital gözetim olgusu, haber ve ticari enformasyonun sınırlarının belirsizleşmesi, yoğun reklam içeriği, yanıltıcı etiketleme ve başlıklandırma, nefret söyleminin varlığı, bireyin sosyal medyada sadece tüketici olarak konumlandırılması, genel ahlaka aykırı içerik oluşturmak ve yaymak, anonimlik olgusu, trol olgusunun görülmesi(spam blog), dil.

Sonuç ve Öneriler

Sonuç

Sosyal medyanın hayatımıza getirdiği pek çok kolaylığı ve teknolojisi yanında etik kuralları ihlal etmesi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Sosyal medyanın kullanıcı türevli olması, siyasilerin gücü ellerinde bulundurmak istemesi ve ticari kazanç sağlamak isteyenlerin etik ihlallere neden olduğu bir gerçektir.

Kullanıcıların sosyal medya ortamlarında paylaşım sınırlarını çizememesi, özel hayata dair her şeyi paylaşması, kişisel bilgilerini cömertçe ortaya koyması, bulunduğu yerlerde beraber olduğu kişileri etiketlemesi güvenlik sorunlarına neden olabilmektedir. Kendileri dışında çocuklarının da sosyal medya ortamlarında fütursuzca bulunmasını denetlememeleri/denetleyememeleri sonucunda da kavramın tam tersi “asosyal” bir neslin yetişmesine engel olamamaktadırlar.

Sosyal medya ortamlarında özel yaşamın gizliliği, kullanıcıların yoğun reklamsal içeriğe maruz kalması, dilin kullanımı, genel ahlaka aykırı içerik paylaşımı, spam bloglar, sahte kimlikli profiller, yanıltıcı etiketleme ve başlıklandırılma ve nefret söylemleri etik ihlaller arasındadır.

Sosyal medya ortamlarında kullanıcıların silinen bilgilerinin dahi bellekte depolandığı akıldan çıkarılmamalıdır. Facebook vb. birçok sosyal ağ, kullanıcılarının bilgilerini satmaktadırlar. Örneğin, sosyal ağlarda sözlü veya nişanlı olduğu belirten kullanıcılara mobilya, gelinlik-damatlık, ev dekorasyonu vb. düğünle ve evlilikle ilgili bilgi ve reklam içeren e-postalar firmalardan gelebilmektedir. Bir başka örnek ise, sosyal ağlarda yapılan mesajlaşmalarda araba satın alacağını yazan bir kullanıcıya da otomobil firmalarından e- postalar gelmektedir. Bu da, firmaların kullanıcıların evlilik hazırlığı içinde olduklarını veya otomobil almak için araştırma yaptıklarını bildiklerinin bir göstergesidir.

Etik ihlaller karşısında içerik sağlayıcı ve denetim kurullarına sorumluklar düşmektedir. Ancak en büyük sorumluluk kullanıcılara aittir. İnternette paylaşılan hiçbir bilginin gizli olmadığı göz önüne alınarak paylaşımlar yapılmalı, hatta mümkünse paylaşımlar minimum seviyede olmalı, gizli kalması gereken bilgiler internette paylaşılmamalıdır. Her ne kadar etik ihlaller karşısında yasa koyucular, kurullar, dernekler tarafından bir çaba harcansa da hiçbir çaba kullanıcının bilinçli olması ve özdenetimi kadar etkili olamayacaktır.

 

Öneriler

Sosyal medyada yukarıda belirtilen etik ihlallerine karşı kullanıcılara, içerik sağlayıcılara ve düzenleyici kurullara sorumluklar düşmektedir. Yapısal olarak sosyal medya, sohbet ve dedikodu mantığıyla işlediği için bireyler arasında etik dışı davranışlar bireyler farkına varmasalar bile gerçekleşmektedir. İçerik sağlayıcılar, etik dışı davranışları önlemek için şu uygulamaları hayata geçirmelidirler (Mavnacıoğlu 2009: 70):

  • İçerik oluşturanlarla ilgili daha etkin bir kimlik ve veri doğrulama sistemine gidilmelidir.
  • Filtre sistemi sayesinde sahte profillerin önüne geçilmelidir.
  • Veri gizliliği doğrultusunda verilerin ortak paylaşımda kopyalanmasına sınırlama getirilmelidir.
  • Kullanıcı sözleşmesinin yanı sıra bağlayıcılığı olan etik sözleşme hayata geçirilmelidir.

Düzenleyici kurullar, etik dışı davranışları önlemek için şu uygulamaları

hayata geçirmelidirler (Mavnacıoğlu 2009: 71):

  • Sosyal medyanın kendine özgü yapısını dikkate alarak içerik paylaşım, oluşturma ile ilgili hukuki ve etik sınırların belirlenmesi gerekmektedir.
  • Uluslararası içerik sağlayıcılarla etik dışı ve zararlı içerikle mücadele konusunda işbirliği yapılmalıdır.
  • Bunlar sonucunda etik dışı içerik yüzünden bütün kullanıcılar cezalandırılmamalı sadece o etik dışı davranışı gerçekleştiren kullanıcı sorumlu tutulmalıdır.

Her ne olursa olsun asıl büyük sorumluluk kullanıcıya düşmektedir. İçerik sağlayıcı veya düzenleyici kurulların denetim ya da alacağı tedbirler kullanıcının özdenetiminden daha etkili olamayacaktır. Önemli olan sosyal medya kullanıcılarının bu ortamlarda kendilerini ve çocuklarını bekleyen tehlike ve risklerin farkına varmalarıdır.

Kullanıcının sosyal medya ortamlarında etik ihlallere karşı özdenetim sağlayabilmek amacıyla geleneksel medya için hayata geçirilen medya okuryazarlığının yeni medya ve kapsamında bulunan sosyal medya için de hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Kişisel Sonuç:

Çeşitli kitapların, web sitelerinin, makalelerin, araştırmaların incelendiği bu makalede benim elde ettiğim bilgiler şunlar:

  • Her ne kadar gizli kalmaya çalışarak kendimizi korusak da bir şekilde sosyal medyaya veri veriyoruz.
  • Bir şekilde gücü elinde bulundurmak isteyenler de olduğu için sosyal medyada etik kavramı bir süre daha sorunumuz olacak gibi duruyor.
  • Kullanıcıların sosyal medya platformlarında masumca bir şeyler paylaşarak aslında günümüz ve geleceğimizin en değerli hazinelerinden olan veri madenini bedavaya şirketlerle paylamış oluyorlar.
  • Hatta o kadar ki silinen bilgilerin dahi sosyal medya şirketlerinin belleğinde olduğu unutulmamalıdır.
  • Ne kadar az paylaşım yaparsak bir ölçüde kendimizi korumuş sayılırız.

 

Bu eser Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.