MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ
2022-2023 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ
BİLİŞİM ETİĞİ ve GÜVENLİK DERSİ
“Makale İnceleme ve Değerlendirme Raporu”
Zeynep Sude Özdemir 100619041
İçindekiler
MAKALE KÜNYESİ (APA STANDARDI) 3
EVREN ÖRNEKLEM / ÇALIŞMA GRUBU 4
VERİLER ve TOPLANMASI / UYGULAMA SÜRECİ 4
İNCELEME SONUÇLARI VE ÖNERİLER 8
MAKALE ADI
Etik ve İnternet: BT Öğrencileri Üzerinde Güvenilirlik ve Geçerlilik Çalışması
YAZAR(LAR)
Adem Özdemir, Aksaray Üniversitesi, Yönetim ve Bilişm Sistemleri Bölümü, https://orcid.org/0000-0002- 4031-389
Emin İBİLİ, Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, https://orcid.org/0000-0002- 6186-3710
MAKALE KÜNYESİ (APA STANDARDI)
Özdemir, A., & İbili, E. (2018). “Etik ve İnternet: BT Öğrencileri Üzerinde Güvenilirlik ve Geçerlilik Çalışması.” AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology Cilt 9 – Sayı 30. DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.004.x
MAKALE ERİŞİM ADRESİ
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ajit-e/issue/54421/740731
1. GİRİŞ
Bilişim teknolojileri günden güne bireylerin günlük yaşantılarına daha fazla dâhil olmakta ve hayatlarını oldukça kolaylaştırmaktadır. Bugün insanlar geçmişe göre daha fazla iletişim kurabilmekte, bilgi edinebilmekte ve elde ettikleri bu bilgileri kolayca depolayıp başkalarına iletebilmektedirler (Cerrah, 2001). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin toplumsal hayatın her anında ve alanında kullanılmasının yaygınlaşması ile birlikte e-ticaret, e-devlet, e-öğrenme gibi web tabanlı sistemlere yönelim artmış ve kullanıcı sayısı hızla artmıştır (Dedeoğlu, 2006). İletişimden ulaşıma, eğitim-öğretimden ekonomiye kadar oldukça geniş alanda kullanılan bilgisayarlara her geçen gün artarak bağımlı hale geldikçe, belki daha önce akla dahi gelmeyen etik problemlerin meydana geldiği gözlenmiştir (Dedeoğlu, 2001). Bunların başında; yazılımların lisans alınmaksızın kullanılması, sanatçıların eserlerine yasadışı yollarla web ortamından ulaşılması, hırsızlık, kredi kartı dolandırıcılığı, virüslü yazılımlarla sistemlere zarar verme gibi problemler gelmektedir. Ayrıca bilgi çalma, bir sisteme uzaktan erişim sağlayarak etkisiz hale getirerek bir grubu ya da kurum/kuruluşlarını zarara uğratmak, web ortamında yer alan fikri yapıtların kolaylıkla kopyalanarak paylaşılması gibi etik dışı davranışlar da gün geçtikçe artmıştır (Dedeoğlu, 2006). Bu doğrultuda yapılan araştırmalarda kişiler, internet teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte kendilerini fizyolojik ve mental yönlerden geliştirerek geçmişte düşünemedikleri etik dışı davranışları rahatlıkla yapabildiklerini belirtmektedirler. Gelişen internet teknolojileri ile meydana gelen etik dışı davranışlar birçok sorunlara neden olmakla birlikte yeni etik dışı davranışları da teşvik edici özelliği bulunmaktadır (Çelen, 2012). Öyle ki çağımızda; küçük yaşlardan itibaren kişiler kendilerini çevrelerindeki insanlardan soyutladıkları için diğer kişilerle iletişim kurma noktasında sorunlar yaşamaktadırlar. Çünkü akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar, internet ve diğer bilişim teknolojilerinin sundukları olanaklarla birlikte bireyler kendi çıkarlarını gözeten, başkalarının haklarına saygı duymayan kimliğe bürünmüş ve bu durumu da etik kurallar çerçevesinde görür hale gelmişlerdir (Özaydın, 2010). Başka bir ifade ile internet ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ve değişimler insanlar arasında sanal bir mesafe oluşturmaktadır. Böylece etik duyarlılık ortadan kalkarak internet ortamında etik dışı davranışa maruz kalan bireyler ile empati kurmak zorlaşmaktadır. Ayrıca kişiler kendi çıkarlarını başkalarının kaygılarının önünde bulundurarak sosyal paylaşım ortamlarında başkalarını rahatsız edici şekilde davranmakta, yasadışı yollardan müzik, video, oyun ve yazılımlar indirmektedirler (Torun, 2007). Bütün bu sorunların çözüme kavuşması için bireylerin ve kurumların katkı sağlaması oldukça önem arz etmektedir. Her ne kadar bu konu bilişim uzmanlarının alanı gibi görünse de toplumun hemen hemen bütün kesimindeki bireyler, herhangi bir yolla bilişim teknolojilerini kullandıkları için meydana gelen etik problemlerin giderilmesinde, gerekli olan anlayışta ve işbirliğinde bulunmak zorundadırlar (Dedeoğlu, 2001). YBS ve BÖTE bölümü öğrencilerinin ise yarının iş dünyasında ve eğitim camiasında yer alacakları düşünüldüğünde, öğrencilerin internet teknolojilerinin kullanımında etik ilkelere bağlı kalmaları, etik kullanım konusunda farkındalık oluşturmaları gibi anlayışlarının geliştirilmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu sebeple araştırmanın amacı YBS ve BÖTE bölümü öğrencilerinin internet teknolojileri kullanımındaki etik davranış düzeylerinin belirlenmesi ve etik kullanım düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda aşağıdaki araştırma sorularına cevap aranmıştır.
Araştırma Soruları
Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümü öğrencilerinin interneti etik kullanım düzeyleri nasıldır?
Alt Problemler
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri cinsiyete göre anlamlı fark göstermekte midir?
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri ailelerinin gelir düzeylerine göre anlamlı fark göstermekte midir?
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri internete bağlı kalma sürelerine göre anlamlı fark göstermekte midir?
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri internet kullanım beceri düzeylerine göre anlamlı fark göstermekte midir?
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri web tasarımı ve program yazabilme beceri düzeylerine göre anlamlı fark göstermekte midir?
- YBS ve BÖTE bölümündeki öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri interneti kullanım amaçlarına göre anlamlı fark göstermekte midir?
2. ARAŞTIRMANIN AMACI
Bu araştırmanın amacı BÖTE ve YBS bölümü öğrencilerinin internet teknolojilerini etik kullanım düzeylerinin ve farklı değişkenlerin internet etik kullanım düzeylerine etkisinin incelenmesidir.
3. YÖNTEM
3.1. ARAŞTIRMA MODELİ
Bu çalışmanın amacı BÖTE ve YBS bölümü öğrencilerinin internet teknolojilerini etik kullanım düzeylerinin ve farklı değişkenlerin internet etik kullanım düzeylerine etkisinin incelenmesidir. Bu doğrultuda bireylerin cinsiyet, sınıf düzeyi, ailelerinin gelir durumu, internete bağlı kalma süreleri, internet kullanım beceri düzeyleri, kişisel bilgisayara sahip olup olmama, web sayfası tasarlayabilme düzeyleri, program yazabilme değişkenleri açısından farklılığın olup olmadığını belirlemek için ilişkisel tarama modeli ile incelenmiştir (Karasar, 2004)
3.2. EVREN ÖRNEKLEM / ÇALIŞMA GRUBU
Araştırmanın evrenini BÖTE ve Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada amaçlı örnekleme yoluna gidilmiştir. Araştırmanın örneklemini üç farklı taşra devlet üniversitesinde öğrenim görmekte olan Yönetim Bilişim Sistemleri ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümlerinde öğrenim gören 226 YBS ve 255 BÖTE bölümü öğrencisi oluşturmaktadır.
3.3. VERİ TOPLAMA ARACI
Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu ve internet etik kullanım ölçeği oluşturmaktadır. Kişisel bilgi formunda bireylerin cinsiyet, sınıf düzeyi, ailelerinin gelir durumu, internete bağlı kalma süreleri, internet kullanım beceri düzeyleri, kişisel bilgisayara sahip olup olmama, web sayfası tasarlayabilme düzeyleri, program yazabilme değişkenleri yer almaktadır. İnternet kullanım ölçeği ise Likert Tipinde oluşturulmuş ve (1) Hiçbir zaman (2) Çok nadir (3) Bazen (4) Çoğu zaman (5) Her zaman şeklindedir. Ayrıca bilişim etiği boyutları oluşturulurken Mason (1986) ve Fidan’ın (2016) yapmış oldukları çalışmalardaki bilişim etiği boyutlarından faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda “Temel İlkeler”, “Dürüstlük, Güvenlik”, “Sağlıklı İnternet Kullanımı”, “Çevrimiçi Nezaket” ve “Telif Hakkı” boyutları belirlenmiştir. Bu ölçekte temel ilkeler boyutuna ait 11 madde, dürüstlük boyutuna ait 7 madde, güvenlik boyutuna ait 6 madde, sağlıklı internet kullanımı boyutuna ait 6 madde, çevrimiçi nezaket boyutuna ait 5 madde ve telif hakkı boyutuna ait 3 madde olmak üzere toplam 38 madde yer almaktadır.
3.4. VERİLER ve TOPLANMASI / UYGULAMA SÜRECİ
Ölçeğin geliştirilmesi aşamasında Mason’un (1956) Bilgi Çağının Dört Etik Sorunu çalışmasında belirttiği etik sorunlar ve Fidan’ın (2016) Bilişim Etiği Boyutlarına Göre Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programı Kazanımlarının İncelenmesi çalışmasında belirttiği etik boyutlar araştırmanın temel boyutları olarak esas alınmıştır. Madde soru havuzu oluşturulurken ise ulusal ve uluslararası düzeyde Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER), Türkiye Etik Enstitüsü (BEE) gibi kuruluşlarca hazırlanan bilişim ve internet etiğine yönelik belge, sözleşme, yönetmelik vb. kaynaklardan faydalanılmıştır. Toplam 127 maddeden oluşan ilk soru havuzu on uzman tarafından incelenmiştir. Daha sonra 131 kişi ile gerçekleştirilen pilot çalışmada, öğrencilerden alınan geri dönüşler ve gözlemler sonucunda ölçek formunda ve soru havuzunda düzenleme yapılmış ve nihai ölçek 89 sorudan oluşmuştur. Maddelerin geçerliliği Lawshe tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçeğin kapsam geçerlilik indeksi 0.95 olarak bulunmuş. Bu sonuçlara göre ölçeğin kabul edilebilir düzeyde olduğu söylenilebilir. Ölçeğin tamamı için ise Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı 0.916 bulunmuştur. Bu sonuçlar neticesinde ölçekte yer alan maddelerin geçerliliklerinin yüksek olduğu ve güvenirlik bakımından öğrencilerin interneti etik kullanım düzeylerini ölçmeye yönelik maddeler olduğu söylenebilir.
Araştırma, üç farklı üniversitede öğrenim görmekte olan 491 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir.
3.5. VERİLERİN ANALİZİ
Ölçekte yer alan verilerin analizi için SPSS 22 paket programı kullanılmıştır. Alt problemlerin istatistiksel analizleri yapılırken betimleyici analizlerden ve istatistikten yararlanılmıştır. Bu analizler için cinsiyet, internetin kullanım amaçları bağımsız değişkenleri ile internet etiği ölçeğine ilişkin görüşlerinin aritmetik ortalama puanları ve standart sapmaları dikkate alınarak ilişkisiz (bağımsız) örneklem için T testi (Independent samples t test) yapılmıştır. Öğrencilerin sınıf düzeyleri, ailelerinin gelir düzeyleri, internete bağlı kalma süreleri, internet kullanım düzeyleri için ise yine internet etiği ölçeğinden elde edilen aritmetik ortalama puanları ve standart sapmaları dikkate alınmıştır.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA
4.1 BULGULAR
- Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyine göre internetin etik kullanım ölçeğine ilişkin ortalamaları incelendiğinde ailelerin gelir seviyesi arttıkça öğrencilerin sağlıklı internet kullanım düzeylerinde azalma olduğu görülmektedir.
- “Telif Hakkı” boyutunda kadın ve erkek öğrenciler arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir. Diğer boyutlar açısından ise kız ve erkek öğrenciler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
- Sağlıklı internet kullanımı boyutunda öğrencilerin internete bağlı kalma süreleri yükseldikçe interneti etik kullanım düzeylerinin azaldığı belirlenmiştir.
- Telif hakkı boyutunda program yazabilme ve web sayfası tasarlayabilme becerisi hiç olmayanlar ile iyi olanlar arasında anlamlı bir farklılık görülmektedir ve bu farklılık öğrencilerin becerileri arttıkça interneti etik kullanım düzeylerinin azaldığını göstermektedir.
- BÖTE bölümü öğrencilerinin interneti etik kullanım düzeyleri “Sağlıklı İnternet Kullanımı” ve “Çevrimiçi Nezaket” boyutları açısından ortalama puanları YBS bölümü öğrencilerine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. YBS bölümü öğrencilerinin de “Temel İlkeler” boyutu, “Dürüstlük” boyutu, “Güvenlik” boyutu, “Telif Hakkı” boyutu açısından BÖTE bölümü öğrencilerine göre ortalama puanlarının yüksek olduğu görülmektedir.
- İnterneti sosyal ağlarda paylaşımda bulunma için seçen öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri “Güvenlik, Temel İlkeler, Telif Hakkı ve Dürüstlük” boyutlarını pozitif yönde etkilerken, “Sağlıklı internet Kullanımı ve Çevrimiçi Nezaket” boyutları açısından ise negatif yönde etkilediği görülmektedir.
- İnterneti yeni arkadaş edinme amacıyla kullanan öğrencilerin interneti etik kullanım düzeyleri “Sağlıklı İnternet Kullanımı ve Çevrimiçi Nezaket” boyutlarını pozitif yönde etkilerken, “Temel İlkeler, Dürüstlük, Telif Hakkı ve Güvenlik” boyutlarını ise negatif yönde etkilediği görülmektedir.
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu araştırmada Yönetim Bilişim Sistemleri ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde okuyan öğrencilerin internet teknolojilerini etik kullanım düzeylerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Ayrıca araştırmada öğrencilerin internet teknolojilerini etik kullanımlarında cinsiyet değişkeni açısından kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha etik davranışlarda bulunduğunu göstermektedir. Torun (2007) tarafından yapılan araştırmada, bayanların internet etiği tutum puanlarının erkeklere göre istatistiksel açıdan anlamlı derecede yüksek olduğunu ve kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha etik tutum göstermekte olduğu sonucuna ulaşmıştır. Benzer bir şekilde Uysal (2006) araştırmasında, bayanların etik algı puanlarının erkeklere nazaran daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır. Erdem (2008) çalışmasında, kız öğrencilerin erkek öğrencilerine göre bilişim teknolojilerini daha etik kullandıkları sonucuna ulaşmıştır. Beder ve Ergün (2015) yapmış oldukları çalışmalarında internet güvenliği konusunda kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha fazla bilinçli oldukları sonucuna ulaşmışlardır. Peker ve Eroğlu (2010) çalışmalarında, kişilerin internet bağımlılıklarının artması siber zorbalığında artmasına neden olduğunu ve aynı zamanda bu farklılığın olmasına sebep olarak ise erkeklerin bilişim teknolojilerini kızlara nazaran daha ilgi ve yakından takip etmeleri nedeniyle bu gelişmeleri kötü amaçlar doğrultusunda kullanabildiklerini göstermişlerdir. Büyükfiliz (2016), Ünver (2016) yapmış oldukları çalışmalarında erkek öğrencilerin kız öğrencilere nazaran daha fazla riskli internet kullandıkları sonucuna ulaşmıştır. Haines ve Leonard (2007) çalışmalarında etik kararlar almada cinsiyetin en güçlü faktör olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Baker ve Kavşut (2007) çalışmalarında erkek öğrencilerin kız öğrencilere nazaran daha çok hem siber zorbalık yaptığını hem de siber zorbalığı maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Bu araştırmada erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha fazla uzun süre internet teknolojilerini kullanmaları ve internet kafe gibi internete erişim sağlayabilecekleri ortamlara kız öğrencilere göre daha rahatlıkla erişim sağlamalarından kaynaklanabileceği söylenebilir. Araştırmada öğrencilerin internete bağlı kalma süresi ile internetin etik kullanımına yönelik farkındalık düzeyleri açısında anlamlı bir farklılık görülmektedir. Meydana gelen bu farklılık Güvenlik ve Sağlıklı İnternet Kullanımı boyutlarında görülmektedir. Güvenlik boyutunda internete bağlı kalma süresi arttıkça etik kullanım düzeyleri artar iken, Sağlıklı İnternet Kullanımı boyutunda etik kullanım düzeylerinin azaldığı görülmüştür. Aynı şekilde Zeybek (2011) ve Uysal (2006) yapmış oldukları çalışmalarında öğrencilerin bilişim teknolojilerinin kullanımlarında haftalık internete bağlı kalma sürelerine göre Fikri Mülkiyet faktörü açısından anlamlı bir farklılığın ortaya çıktığını ve öğrencilerin internete bağlı kalma süreleri arttıkça bilişim teknolojilerini etik dışı kullanımlarının arttığı sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca Torun (2007) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin internete bağlı kalma süreleri arttıkça internet etiği tutumlarının Telif Hakkı faktöründe olumsuzlaştığı ve aynı zamanda da internete bağlı kalma süreleri artan öğrencilerin pornografiye olan ilgilerinin de arttığı sonucuna ulaşmıştır. Ünver (2016) yapmış olduğu çalışmasında günlük 0-2 saat arasında internet kullanan öğrencilerin siber zorbalık, problemli internet kullanımı ve riskli internet kullanımı açısından puanların daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ancak Gökmen ve Akgün (2014) yaptıkları çalışmada öğrencilerin günlük internet kullanım süreleri ile bilişim güvenliği bilgileri arasında herhangi bir anlamlı farklılığın olmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Bulgularda da görüldüğü gibi, öğrencilerin haftalık internete bağlı kalma sürelerinin artması etik dışı davranışlara yönelmelerini tetiklemektedir. Çünkü bireylerin internet ortamında geçirdikleri sürenin artması etik dışı davranışlar ile karşılaşma olasılığını arttırmakla birlikte kişilerin etik dışı davranışlarda bulunmalarına yönlendirebileceği şeklinde yorumlanabilir. Araştırmada, öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyleri ile internetin etik kullanım düzeyleri açısından yalnızca Sağlıklı İnternet Kullanımı boyutunda anlamlı bir farklılık görülmüştür. Öğrencilerin ailelerinin gelir seviyesi arttıkça internetin etik kullanım düzeyleri de azalmaktadır. Aynı doğrultuda Torun (2007) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin ailelerinin gelir seviyesinin arttıkça, interneti etik kullanım tutumlarının olumsuzlaştığı sonucuna ulaşmıştır. Büyükfiliz (2016) ve Durak Batıgün ve Kılıç (2011) yapmış oldukları çalışmalarında ailelerin gelir seviyesi üst sosyo-ekonomik düzeyde olanların, düşük ve orta sosyo-ekonomik düzeyde olanlara göre daha fazla problemli internet kullandıkları sonucuna ulaşmıştır. Fakat Erdem (2008) yapmış olduğu çalışmasında öğretmen adaylarının ailelerinin gelir düzeyi ile bilişim teknolojilerini kullanım davranışları arasında herhangi bir faktör için anlamlı bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Esen ve Siyez (2011)’de yapmış oldukları çalışmalarında sosyoekonomik düzey ile anlamlı bir farklılık bulunmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Bazı çalışmalarda sosyo ekonomik seviyelerinin bilişim teknolojilerini kapsayan etik ikilemler doğrultusunda alınacak kararlara etkisinin olmadığı sonucuna da ulaşmışlardır (Uysal, 2006; Gattiker ve Kelly 1999). Bu durumu ailelerinin gelir seviyesi düşük olan öğrencilerin internet teknolojilerine erişim olanakları ve kullanım imkânlarının kısıtlı olmasından kaynaklanarak etik ilkelere uyum noktasında daha yatkın olabilirler şeklinde yorumlayabiliriz. Araştırmanın bir diğer bulgusu ise; öğrencilerin kendilerine ait kişisel bir bilgisayarı olup olmaması durumuna göre internetin etik kullanımına yönelik düzeyleri arasında anlamlı bir farklılığın olmamasıdır. Benzer şekilde Erdem (2008) yapmış olduğu çalışmasında öğretmen adaylarının kişisel bilgisayara sahip olma durumlarının bilişim teknolojilerini kullanımlarına göre hiçbir faktör için anlamlı bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Çelen (2012) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin kişisel bilgisayarlarının olup olmama durumunun bilişim teknolojilerinin etik kullanımları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Gökmen ve Akgün (2014) yaptıkları çalışmada öğrencilerin kişisel bilgisayarlarının olma durumu ile bilişim güvenliği bilgileri ile herhangi bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Ancak Zeybek (2011) yapmış olduğu çalışmasında kişisel bilgisayara sahip olup olmama durumu toplumsal etki, bilgi doğruluğu, fikri mülkiyet ve güvenlik-kalite faktörleri açısından anlamlı bir farklılığın olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu durumu öğrencilerin kişisel bilgisayara sahip olanlar bilgisayar başında daha fazla vakit harcadıkları fakat kişisel bilgisayara sahip olmayanların ise istedikleri her an bilgisayara erişim sağlayamadıkları veya kısıtlı bir süre zarfında erişim sağladıklarından kaynaklanabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Araştırmada, öğrencilerin web sayfası tasarlayabilme ve program yazabilme beceri düzeylerinin internetin etik kullanımına yönelik telif hakkı boyutunda anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuştur. Oluşan bu farklılık, programlama ve web tasarımı yapabilme beceri düzeyi hiç olmayanlar ile iyi olanlar arasında görülmektedir ve öğrencilerin program yazabilme düzeyleri yükseldikçe interneti etik kullanım düzeyleri de azalmaktadır. Elde edilen bulgular doğrultusunda, Zeybek (2011) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin çeşitli programlama dillerinde program yazabilme düzeyleri ile bilişim teknolojilerini kullanımlarının tüm faktörler açısından farklılığın oluştuğu sonucuna ulaşmıştır. Aynı zamanda hiç program yazabilme bilgisi olmayan öğrenciler bilişim teknolojilerini oldukça iyi bir etik seviyede kullanırken, çok iyi program yazabilme bilgisine sahip olanların ise oldukça yüksek seviyede etik dışı kullanım sergiledikleri sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak Zeybek (2011) öğrencilerin web sayfası tasarlayabilme seviyeleri ile bilişim teknolojilerini kullanımları arasında hiçbir faktör için anlamlı bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırmalar ışığında ortaya çıkan sonucun öğrencilerin programlama bilgilerinin artması ile birlikte kendilerine olan güvenlerinde de artış görülmesi etik dışı davranışlarda bulunmalarına yönlendirdiği şeklinde yorumlanabilir. Araştırmanın diğer bir bulgusu öğrencilerin bölümlerine göre internet teknolojilerini etik kullanım düzeyleri bütün boyutlar için anlamlı bir farklılık görülmektedir. Aynı zamanda YBS bölümü öğrencilerinin interneti etik kullanım düzeyleri Temel İlkeler, Dürüstlük, Güvenlik ve Telif Hakkı boyutlarını pozitif yönde etkilerken, BÖTE bölümü öğrencilerinin ise Sağlıklı İnternet Kullanımı ve Çevrimiçi Nezaket boyutlarını pozitif yönde etkilediği görülmektedir. Benzer bulgular neticesinde, Tosun, Geçer ve Kaşıkçı (2016) yapmış oldukları çalışmalarında BÖTE bölümü öğrencilerinin internet etik algılarının yüksek düzeyde olduğu ama telif hakkı faktörüne ait ortalamalarının düşük seviyede olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Araştırmada öğrencilerin interneti arkadaşlarla iletişim kurma, oyun oynama, sosyal ağlarda (Facebook, Twitter vb.) paylaşımlarda bulunma, bilgi/ödev arama, yeni arkadaşlar edinme, alışveriş yapma durumlarında anlamlı bir farklılık görülmektedir. Benzer bir şekilde Karahisar (2014) yapmış olduğu çalışmasında çocukların ve gençlerin internet üzerinden tanımadıkları kişiler ile iletişim kurdukları sonucuna ulaşmıştır. Vigna Taglianti vd. (2017) yapmış oldukları çalışmada erkek öğrencilerin interneti çevrimiçi oyun oynama, dosya indirme, kumar oynama ve sörf etmek için kullanırken kız öğrencilerin daha çok bilgi arama, sohbet etmek, e-posta göndermek ve sosyal paylaşımlarda bulunma için kullandıkları sonucuna ulaşmışlardır. Ayrıca Solmaz, Tekin, Herzem ve Demir (2013) çalışmalarında, öğrencilerin sosyal medyayı aktif kullandıklarını ve interneti yeni arkadaşlar edinmek için değil var olan arkadaşları ile iletişimde kullandıklarını belirtmişlerdir. Aynı zamanda yeni bilgi edinmek, bilgi paylaşmak, farklı kişilerle fikir alışverişlerinde bulunma, mesajlaşma gibi durumlar içinde interneti ve sosyal medya ağlarını kullandıkları sonucuna ulaşmışlardır. Şahin (2011) yapmış olduğu çalışmasında interneti oyun oynama ve sohbet etmek için tercih eden öğrencilerin internete bağımlılıklarının yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ayas (2012) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin oyun bağımlılıklarının problemli internet kullanımlarını pozitif yönde etkilediğini belirtmiştir. Ayrıca Ünver (2016) yapmış olduğu çalışmasında kişilerin interneti sosyal medya kullanımı, oyun oynama ve diğer amaçlar için tercih edenlerin yüksek oranda riskli internet kullandıkları sonucuna ulaşmıştır. Büyükfiliz (2016) yapmış olduğu çalışmasında öğrencilerin interneti oyun oynama ve diğer amaçlar için tercih edenlerin daha çok problemli internet kullandıkları sonucuna ulaşmıştır. Bu durumu, öğrencilerin interneti kullanım tercihlerinin aynı zamanda interneti etik kullanım düzeylerini de doğrudan etkilemektedir. Çünkü öğrenciler internet ortamında geçirdikleri zaman içerisinde maruz kaldıkları etik dışı davranışlardan etkilenerek başka kişilere bu davranışları yansıtma eğilimi görülebilmektedir. Bundan dolayı öğrencilerin interneti etik kullanım düzeylerini etkileyen unsurların interneti kullanım tercihlerini de etkilediği şeklinde yorumlayabiliriz.
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Araştırma sonucunda aşağıdaki önerilerde bulunulmuştur;
- Üniversitelerde yer alan bilişim bölümlerine etik konulu dersler konulmalı ve bilgisayar içerikli derslerin müfredat programlarına da bilgisayar ve internet etiği ile ilgili konular eklenmelidir.
- Araştırma farklı bölüm ve demografik özelliğe sahip öğrencileri de kapsayan bir çalışma yapılarak elde edilen sonuçlar karşılaştırılmalıdır.
- Uygulanan “İnternet Etik Kullanım Ölçeği” farklı toplum, kültür, inanç, bilgisayar kullanım yeterliliği, özgüven gibi bağımsız değişkenler eklenerek öğrencilerin internetin etik kullanım düzeyleri karşılaştırılmalıdır.
BU MAKALE İNCELEME SONUÇLARI VE ÖNERİLER
- Araştırma bulguları göstermektedir ki; BÖTE ve YBS bölümü öğrencilerinin aldıkları eğitimler neticesinde kazandıkları beceriler onları internet kullanımı sırasında etik dışı davranışlar göstermeye güdülemektedir. Bizler, geleceğin öğretmen adayları olarak topluluklar üzerinde değişim yaratma gücünü ellerimizde tutuyoruz. Bu sebeple, öncelikle bizler interneti etik kullanmak konusunda doğru bir anlayış geliştirmeli, farkındalık kazanmalıyız. Aldığımız eğitimler neticesinde edindiğimiz becerileri, etik çerçeve içerisinde kullanmaya özen göstermeliyiz. Tüm bunların yanı sıra, çevremizdeki kişileri internetin etik kullanımı için teşvik etmeli, yönlendirmeliyiz. Çünkü internet kullanımı söz konusu olduğunda, her geçen gün belki daha önce aklımıza dahi gelmemiş etik dışı davranışlar görülebiliyor. Durum böyle olunca kişilerin bireysel olarak sorumluluk almasının ve bilinçlenmesinin önemi göze çarpıyor.
- BÖTE ve YBS bölümü öğrencilerinin interneti etik kullanım düzeyinin farklı değişkenlere göre incelendiği bu araştırmanın, ortaokul ve lise çağındaki öğrenciler ile tekrarlanmasının farkındalık yaratması ve ihtiyaçları göz önüne sermesi bakımından etkili olabileceği inancındayım. Çünkü bu dönemler, bireylerin değer sistemlerini ve tutumlarını oluşturmaya başladıkları dönemlerdir. Aynı zamanda bu yaş grubu öğrenciler, sosyal medya platformlarını ve dolayısıyla interneti yoğun olarak kullanmaktadırlar. Bu da internetin etik kullanımı konusunda bilinçlenmelerinin önemini daha da arttırmaktadır.
- İnternet, nerendeyse hepimizin erişimimizin olmadığını düşünemediğimiz bir araç haline gelmiştir. İşte bu yüzden, internetin etik kullanımı yalnızca bilişim sektörüyle ilgili kişileri değil, herkesi ilgilendirmektedir. Bu sebeple, kitlesel eğitimlerin gerekliliği, her sınıf kademesinde etik derslerine olan ihtiyaç su götürmez bir gerçektir.
Bu eser Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden 1991 yılında mezun olduktan sonra Uşak Endüstri Meslek Lisesi’nde Teknik öğretmen olarak göreve başladı. 1993 Yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademik çalışmalara başladı. 1998 yılında M.Ü. Teknoloji Eğitimi Yüksek Lisansı, 1999 yılında İ.Ü. İşletme Davranış Bilimleri Yüksek lisans tezlerini vererek başarıyla mezun oldu. 2001 yılından itibaren Marmara Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir. Yürüttüğü dersler arasında temel bilgisayar eğitimi, bilgisayar donanımı, bilgisayar ağları ve haberleşme, işletim sistemleri, web tabanlı programlama, açık kaynak kodlu yazılımlar, uzaktan eğitim, içerik geliştirme, eğitim yönetim sistemleri dersleri yer almaktadır. 2011-2016 yılları arası Atatürk Eğitim Fakültesi ve birimleri internet sayfaları, 2013-2015 yılları arasında Marmara üniversitesi internet sayfaları ve akademik idari birimler web sayfaları koordinatörü olarak görev yapmıştır. Çok sayıda seminer ve konferansta bildiri sunmuş, konuşmacı olarak katkı sağlamış, düzenleme ve yürütme kurullarında görevler almıştır. Akademik dergi, kongre, sempozyum, kurumsal ve kişisel web sayfaları hazırlayarak yayınlamıştır. ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Baş Denetçi Sertifikası sahibidir.