İçindekiler
Bilgi ve İletişim Çağında Bilimsel Bilgiye Erişimin Önemi ve Türkiye’nin Bilgiye Erişim Potansiyeli
GİRİŞ
Günümüz teknoloji çağında herkesin erişim sağlamak için kullandığı bilişim ortamından yola çıkacak olursak, Bilginin kaynağı olarak artık internet çok önem taşımaktadır. İnsanlar çoğu zaman bilgiye erişmek için telefon ve bilgisayar aracılığıyla internet üzerinden bilgiye ulaşmaya çalışıyorlardır.
Bu bilgilere eriştikten sonra doğruluğundan emin olmak için araştırmaları ince eleyip sık dokumak gerekir.
Bu çağın en önemli kaynağı olan bilginin işlenmesi, dönüştürülmesi, saklanması, korunması, iletilmesi ve erişilmesi ile ilgilenen bilişim teknolojisi bir yandan bilgi toplumunu yapılandırırken diğer yandan da ortaya yeni etik sorunların çıkmasına sebep olmaktadır. İletişimin ve etkileşimin hayati bir önem taşıdığı günümüzde bireylerin, grupların veya kurumların bilgiye erişimlerinin doğru yönde olması için çevrimiçi bilginin derlenmesi, internette bilgi arama sürecinin en önemli bileşeni olmuştur.
Bilgi Nedir?
Bilgi; Araştırma, gözlem ve öğrenme yoluyla elde edilen her türlü öngörü, gerçek ve algının tümü olarak adlandırılabilen bilgi; karşımıza çıkan olayları anlamamıza olanak sağlayan, aynı zamanda da insanların ve organizasyonların etkin bir şekilde çalışmaları için gerekli olan işaret ve kodlamalardır.
Dünyayı bu kadar farklı kılan ve değiştiren; doğa kanunları, insan gücünü ve doğal kaynakları kullanma şeklimizi geçmişe oranla daha etkin hale getirerek daha iyi anlamamızı sağlayan bir unsurdur. İnsanoğlu yaşamını iyileştirmek, kendi çevresini daha iyi tanımak, araştırma yapabilmek için her geçen gün daha çok bilgiye gereksinim duymaktadır.
Günümüzde değişik kaynaklardan yararlanarak üretilen ve değişik amaçlar için tüketilen bilgilerin “bilgi” olabilmesi için bazı özellikler taşıması gerekmektedir. Bu özellikler şunlardır:
- Bilginin bir amacı olmalıdır.
- Bilgi güncel ve doğru olmalıdır.
- Bilgi istenilen zamanda kolayca ulaşılabilir olmalıdır.
- Bilginin değeri olmalıdır ve bilgi paylaşılabilir bir ortamda bulunmalıdır.
Bilişim Nedir?
Bilişim; bilginin toplanması, işlenmesi, değerlendirilmesi, dağıtımı ve kullanımı ile ilgili faaliyetlerin tümü bilişim olarak tanımlanabilir. Ham verilerin işlenerek anlamlı bir hale dönüştürülmüş şekline bilgi; sonuçlarının ise derlenip işlenmesi ve ilgili kişilerin kararlarına ve planlarına ışık tutabilecek şekle sokulması, hızlı, kolay ve her tür forma dönüştürülmesi mümkün bir erişim sağlayacak şekilde iletilip paylaştırılması bilişim olgusunu ifade etmektedir.
Sadece doğru, güncel, eksiksiz ve hızlı bilgiye erişmede bir araç olduğu gözden kaçmaktadır. İşte bilgiyi yönetmek deyince bilgi toplumu olmak akla ilk gelen şeydir.
Bilgi toplumu olmak; evde, iş yerinde bilgisayarı olmak, hatta elindeki cep telefonu ve dizüstü bilgisayar ile dünyanın her köşesine ulaşabilmek değildir. Bilgi toplumu olmak, bilginin sorun çözme ve karar verme sürecindeki değerine ve gücüne inanan, bilginin hazırlanışında ve elde edilişinde bir maliyeti olduğunu kabul eden, gizliliğini saygı gösteren ve bununla birlikte bilgiyi toplayıp kaydetmeye özen göstererek onu zamanında güncelleyen ve kontrol eden en önemlisi gerektiğinde paylaşan bireylerden ve kurumlardan oluşmak demektir.
Bilişim Teknolojilerinin Etkileriyle Ortaya Çıkan Etik Sorunlar
Ahlâkın ve ahlaki kuralların ortaya çıkışı, toplum/birey ilişkisindeki konumu, tarihsel gelişimi ve niteliği sorunsalını inceleyen ahlâk teorisini ve toplumsal bir varlık olarak insanın davranışının ne olması gerektiğini açıklayan, kurallar koyan, normatif ahlâkı da içeren öğretidir. Çoğu zaman ahlâk sözcüğü ile eş anlamda kullanılırken, bazen de; onunla eş anlamda değil fakat mesleki alanlarda “uyulması gereken doğrular” biçiminde de tanımlanmaktadır. Burada belirtilmesi gerekilen iki nokta vardır, öncelikle etik, ahlâk ile eş anlamlı değildir. Bir diğer nokta da etik, mesleki alanda, uygulamada, insan davranışı biçimlendirmeye yönelik “doğru” yargılar normu da değildir. Etik, ahlâk öğretisidir; toplumsallaşmış insanın eylemini yargılayan ve düzenleme çabası doğrultusunda kurallar koyan ahlâk teorilerinin ve ahlâkın, nedensel, tarihsel bilgisinin bütünlüğüdür. (Pınar, 2005, s. 175)
Bilginin en önemli değer olduğu günümüzde, bilginin toplanması, tutulması ve dağıtılması görevini üstlenmiş bilgisayarların kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.
Zaman içerisinde bilgisayar kullanımının artması ile birlikte bilgisayarların etik kullanılması önem kazanmış ve konu üzerinde yapılan çalışmaların sayısı da artmıştır.
Bilgisayarlara ilişkin etik sorunların belirlenmesi üzerine felsefe uzmanları, bilgisayar uzmanları ve bilgisayar organizasyonları çalışmalar yapmaktadır.
Amaç bilgisayarların etik olarak kullanılmasıdır. Bu gerekçe doğrultusunda, bilgisayar etiğine ilişkin konuların da belirlenmesi gerekmektedir.
Bilişim toplumunda ortaya çıkan etik sorunları: bilgiye ilişkin sorunlar, fikri mülkiyete ilişkin sorunlar, erişim hakkı ve dijital uçurum, işsizlik, sağlık sorunları, yeni suç kavramı, iş hayatına ilişkin sorunlar, aile – sosyal ilişkiler, yapay zekâya ilişkin sorunlar ve daha birçok bunlara benzer başlık altında toplanabilir (Dedeoğlu, 2006, s. 58).
Bilginin doğruluğu ve güvenirliliğine ilişkin sorunlar şu şekildedir: İnternetten elde edilen bilginin güvenirliliğini sorgulamak, ondan alınan bilgi miktarı arttıkça önemi daha da artan bir husus haline gelmiştir. “Güvenilir bilgi” bizim doğru olduğuna inandığımız bilgiyi tanımlar, fakat her doğru olduğunu inandığımız bilgi öyle değildir (Vedder & Wachbroit, 2003, s. 211-212). İnternet ortamındaki bilginin muazzam büyüklüğü ve çeşitliliği göz önüne alındığında; sunulan/edinilen bilginin değeri, güvenilirlik veya tarafsızlık, güncellik, uygulanabilirlik, site sahipliği gibi konularda şüphe uyandıran yanlış veya eksik bilgilerin (manipüle edilmesi) bulunma olasılığı web sayfalarının eleştirel bir değerlemesinin yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
Web üzerinde aşırı bilgi olması ve bilgilerin anonim özellik taşımasından dolayı bireylerin eriştikleri bilgileri değerlendirebilmelerini sağlayacak becerilerin geliştirilmesi gerekmektedir. İnternette filtre veya süzgeç bulunmamaktadır. Herkes web sayfası oluşturabileceğinden, çeşitli yazarlar tarafından hazırlanmış sayısız kalite düzeyine sahip belge bulunmaktadır.
Bilgiyi eleştirel şekilde değerleyebilme ise bilgi çağının önemli bir becerisi haline gelmiştir (Yolal & Kozak, 2008, s. 116). Bilişim toplumunun temelinde bulunan nitelik ve olanak; bilgiye kısa zamanda kolaylıkla ulaşabilmek, bu bilgiyi kullanabilmek, bu bilgiyi başka bilgilerle birleştirip ya da birtakım süzgeçlerden geçirerek yeni bilgiler üretebilmek, bilgiyi dağıtabilmek ve saklayabilmektir. Ancak, bilişim teknolojilerinin sağladığı en önemli kaynak olan bilgi her zaman doğru olmayabilmektedir. Doğru bilginin bozulması, ya da yanlış bilginin üretilmesinin nedeni bilişim sisteminin herhangi bir öğesinde oluşabilecek arızadan, hatalı çalışmadan kaynaklanabileceği gibi, özel olarak geliştirilmiş virüslü bir yazılımın dosyalara bulaşarak verileri bozmasından, ya da belli bir çıkar doğrultusunda, belirli bir kişi ya da grup tarafından oluşturulmuş da olabilir (Dedeoğlu, 2006, s. 58-60).
BİLGİYE ERİŞİM
Bilgiyi kullanmada her buluş, kağıdın bulunuşundan modern bilgisayarlara kadar olan, okur-yazarlığı elde etmek için yeni talepler getirmiştir.
Bir bilgi toplumunda, bir vatandaş okur-yazar olmak için en azından üç şeye sahip olmalıdır (Mason, 1986, s.10).
Bilgi ile uğraşmak için zeka becerilerine sahip olmalıdır. Bunlar okuma, yazma, değerlendirme ve hesaplama gibi zihinsel becerilerdir.
Bilgiyi depolayan, ileten ve işleyen bilgi teknolojilerine girebilmelidir.
Sonuncu olarak, bilginin kendisine erişebilmelidir. Erişim, bireylerin bilgisayarlardaki bilgilere ulaşmaları ile ilgilidir. Bu bilgiler, bir Word belgesi, veri tabanındaki bilgiler, bir web sitesi gibi bilgisayar ortamındaki her türlü veri olabilir.
Erişim aynı zamanda şahsi ve gizli verilere yetkisiz erişimi engellemek için geliştirilen önlemleri de içerir (Mollavelioğlu, 2003, s.21).
Mason erişimin önemini; Hangi bilgi, bir insan veya organizasyon tarafından doğrudan veya ayrıcalıklı olarak, hangi güvenlik ve hangi koşullar altında elde edilir? sorularıyla açıklamıştır (1986, s.5)
Bilgi Kaynakları ve Erişim
- Doğrudan erişim (Kütüphane, Dergi vb)
- Online erişim
- Yazar ya da eser sahibi aracılığıyla erişim
- Belge sağlama servisleri aracılığıyla erişim
Birincil Kaynaklar Geçerli bilimsel ve teknik bilgiyi kendisinde bulunduran kaynaklar
- Kitaplar
- Özgün Makale Dergileri
- Konferans Sunumları
- Bilimsel Raporlar
- Ön Baskılar
- Patentler
- Tezler
- İnternet Kaynakları
İkincil Kaynaklar Birincil kaynaklardaki bilgiye ulaşmada yol gösterici kaynaklar
- Kütüphane Katalogları
- Bibliyografik veri tabanları
- Ansiklopediler
- El Kitapları
- Tanıtımlar
- Güncel Duyuru Kaynakları
- İnternet Kaynakları
Ülkemizde bilgiye erişimin kolaylaştırılması amacıyla kurulan TÜBİTAK ULAKBİM koleksiyonu; araştırmacıların bilgi/belge gereksinimlerinin karşılanması, akademik bilgi birikimi ve üretimine katkıda bulunulması amacıyla satın alınan elektronik kaynaklardan oluşmaktadır. 17. 000 tam metin erişimli e-dergi, 1270 e-kitap 900.000’den fazla uluslararası konferans bildirisi, 10.000 tam metin TÜBİTAK Proje Raporu, 120.000’den fazla uluslararası standarttan oluşmaktadır. 2013 yılı itibariyle 57 veri tabanı üzerinden yaklaşık 17.000 elektronik dergiye ve 4.000.000’dan fazla tam metin makaleye erişim sağlanmaktadır. Böyle olanaklar ülkelerin bilgiye daha hızlı ve kolay ulaşmasını sağladığından daha nitelikli araştırmaların ortaya çıkması adına da katkılar sağlamaktadır (TÜBİTAK ULAKBİM, 2014).
Bilgi ve İletişim Çağında Bilimsel Bilgiye Erişimin Önemi ve Türkiye’nin Bilgiye Erişim Potansiyeli
Günümüz bilgi çağında bilgi üretmek, ürettiği bilgiyi yayın yolu ile paylaşmak ve başkasının ürettiği bilgiden haberdar olmak son derece önemlidir. Bugün ki gelişmişliğin ölçüsü de bilgiye erişim ve bilgiden bilgi üretmektedir. Özellikle Endüstri 4.0 ve yapay zekânın konuşulduğu günümüzde bilgi edinme kaynakları olan kütüphaneler ve dokümantasyon merkezleri son derece hayati rol oynamaktadırlar. Ancak ülkemizde maalesef bilgiye, kitaba ve kütüphaneye az önem verilmektedir. Bu da iletişim çağının gereklerine ters düşmektedir. Bilgiye zamanında ulaşılmadan ve bilgiden bilgi üretimi sağlanmadan artık gelişmiş olmak mümkün değildir. Türkiye’de bilim politikasına uygun alt bu kapsamda yapı ivedilikle sağlamlaştırmalıdır.
BİLGİNİN DOĞRULUĞU
Bilişim dünyasının en önemli unsurlarından biri bilgidir. Bilgi konusunda dikkat etmemiz gereken en önemli unsur ise ulaşılan bilginin doğru olmasıdır. Doğruluk, veri girişi hatalarından kaynaklanan yanlış bilgilerle ilgili olduğu gibi bireylerin kendileriyle ilgili bilgilerinin doğruluğunu kontrol etme hakkını kapsar.
Kişilerin İnternette edindikleri bilgilerde; yazar bilgisi, yayın tarihi, yayınlayan kaynağın güvenirliği vb. durumları incelemesi gerekmektedir. Bilginin birden fazla ve doğru kaynaktan yararlanılarak doğrulanması bu sorunlarla karşılaşılma ihtimalini azaltacaktır.
Mason (1986) bilginin doğruluğunun önemini,
- Bilginin doğruluğundan, güvenilirliğinden ve gerçekliğinden kim sorumludur?
- Benzer olarak bilgi içerisindeki hatalar için kim sorumlu tutulacak ve yaralı taraflar nasıl bütünleştirilecektir? sorularıyla ifade etmiştir (s.5).
- Woodbury’de (2003) bilginin doğruluğu ile ilgili,
- Bilginin doğruluğundan kim sorumludur?
- İnternete aktarılan belgelerin ve dosyaların doğruluğunu kim denetleyebilir? sorularıyla doğruluk ilkesine dikkat çekmişlerdir.
Doğruluk, veri girişi hatalarından kaynaklanan yanlış bilgilerle ilgili olduğu gibi bireylerin kendileriyle ilgili bilgilerinin doğruluğunu kontrol etme hakkıyla da ilgilidir.
Yaşamımız ve güvenliğimizin ona bağlı olduğu durumlarda, bilgi doğruluğu çok önemlidir. Hava durumu bilgileri, banka hesap bilgileri ve deney sonuçları bu kapsamda düşünülebilir.
Yaşanan olaylar bizlere doğurduğu sonuçlar açısından bilgi doğruluğunun garanti altına alınması gerektiğini göstermiştir (Woodbury, 2003, s.176).
Bilgisayar teknolojileri kullanarak tasarladığımız sistemler, istenmeyen sonuçların doğmasına neden olabilir. Kaza ve hata eseri meydana gelen bu hatalar, dikkatli tasarım, test, eğitim ve yedekleme yoluyla kısmen azaltılabilir (Mollavelioğlu, 2003, s.23).
SONUÇ
Bilgi üretmek ve üretilen bilgiyi tüketmek bir bilgi okuryazarlığı sorunu olup, özellikle eğitim kurumlarının olduğu alanlarda söz konusu olmaktadır.
Bu bağlamda artık üniversite eğitimi de yeterli görülmemektedir.
Yoğun bilginin takip edilmesi için yaşam boyu öğrenme dönemine girilmiştir.
Günümüz eğitim ve öğretim ortamında en önemli unsur öğrenmeyi kalıcı hale getirmektir.
Edinilen bilgiyi zamanında değerlendirmek ve dönüştürmek, bundan bireysel ve toplumsal fayda oluşturmak ayrıca önemlidir.
Tabii ulaşılan bilginin etkin kullanım becerisine sahip olmak da ayrıca önem kazanmaktadır.
Teknoloji yaşamın her alanında kendisini hissettirdiği için teknoloji kullanımının öğretilmesi çağımızın gereği durumuna gelmiştir. Teknoloji üzerinden bilgiye erişim ve bilgi aktarımı oldukça önem taşımaktadır. Bu erişilen bilgilerin doğruluğunu test etmek oldukça zor olduğu için doğru bilgiye ulaşmamız için araştırma olanağımızın gelişmesi gerekir. İnternet ortamında birçok bilgi bulunduğu gibi yanlış bilgiler de bulunmaktadır.
Bu nedenlerle çevrimiçi bilginin derlenmesi, internette bilgi arama sürecinin en önemli bileşeni olmuştur.
KAYNAKÇA
Dedeoğlu, G. (2006). Bilişim Toplumu ve Etik Sorunlar. İstanbul: Alfa Akademi.
MASON, O. Richard (1986). “Four Ethical Issues Of Information Age”, MIS Quarterly, S. 10(1), s. 5-11
MOLLAVELİOĞLU, M. Şükrü (2003). Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Bilgi Teknolojilerinin Etik Kullanımı ve Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Pınar, B. (2005). Özgür Üniversite Kavram Sözlüğü Söylem ve Gerçek. F. Başkaya (Dü.) içinde, Etik. Ankara: Maki Basın Yayın. (s.175-184).
TÜBİTAK ULAKBİM. (2014). Elektronik Bilgi Kaynaklarımız.
WOODBURY, M. Cook (2003). Computer and Information Ethics, Illinois: Stipes Publishing.
Vedder, A., & Wachbroit, R. S. (2003). Reliability of information on the Internet: Some distinctions. Ethics And Information Technology, 5(4), 211-215.
Yolal, M., & Kozak, R. (2008, Nisan). Bilgiye Erişim Aracı Olarak Öğrencilerin İnternete Yaklaşımı. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi(20), 115-128.
Photo By İlya Pavlov on Unsplash
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Okul hayatım boyunca bilgisayar ve teknolojiye olan ilgimden dolayı lisede bilgisayar alanına yönelmek istedim. 2016 yılında Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi – Web programcılığı bölümünü 4 yıl okuduktan sonra mezun oldum. Liseyi okurken öğrendiğim derslerde başarılı olduğumu ve bilişim alanına yönelmekte daha istekli olduğumu gördükten sonra bilgisayar bölümünden devam etmeye karar verdim. Üniversite sınavında aldığım puanla Bilgisayar Öğretmenliği ve Öğretim Teknolojileri bölümünü kazandım. 2016-2017 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi – BÖTE bölümünde üniversiteye başladım. 2017-2018 yılında üniversite puanım yüksek olduğu için yatay geçiş yapmaya karar verdim. Ve başvuru sonucunda 2018-2019 yılında Marmara Üniversitesi – BÖTE bölümünü kazanarak kayıt yaptırdım.
Öğrenim hayatıma Marmara Üniversitesinde devam etmekteyim.
2019-2020 yılında mezun olacağım.
Kendimi geliştirmek için bazı kurslardan ek eğitimler alarak sertifika sahibi oldum.
App İnventor İle Mobil Programlama,Google Drive ile Bulut Teknolojisii,Programlamanın Temelleri kurslarını bitirdikten sonra sertifika aldım.
Üniversite ortalamamı yüksek tutmaya çalıştım.
Özel bir kurumda robotik kodlama eğitimi verip öğretmenlik yaptım, ama şuan devam etmiyorum.
Kendimi alanımda geliştirmek için kurslar ve eğitimler almaya devam edeceğim.