İçindekiler
- Özet
- Giriş
- Sivil Toplum Kuruluşu (STK) Nedir
- Vakıf Nedir
- Vakıf ile STK Arasındaki Farklar
- Gönüllülük Nedir
- Gönüllü Çalışma İsteğinin Sebepleri
7.3.Yakın Çevreden Kaynaklanan Nedenler
9.2. Gönüllülerin Oryantasyonu
9.3. Gönüllü Çalışanların Eğitimi
10.2. Gönüllünün Sorumlulukları
1. Özet
Günümüzde toplumun ilişkilerini güçlendiren ve sosyal hayatı gönüllü hareketleriyle gelişmesine büyük ölçüde yardımcı olan sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektörün yanında üçüncü sektör olarak incelenmektedir. Zamanla STK’ların sayılarının artması gönüllülerin yardımı ile gerçekleşmektedir. Bu yüzden STK’lar için gönüllüler büyük öneme sahiptirler. Bu yazıda STK, vakıf, gönüllülük kavramlarından ve gönüllülük sürecinden bahsedilmiştir.
Anahtar Kelimeler: STK, Gönüllülük, Gönüllülük süreci, Hak ve sorumluluklar
2. Giriş
Sivil toplum kuruluşları zamanla önemi artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Sivil toplum kuruluşları çalışma kaynağının insan olduğunu söylemek mümkündür. Her ne kadar kuruluşlarda bazı işlerin yürütülmesi için profesyonel kişiler olsa da faaliyetleri gerçekleştirebilmek için gönüllüler olması gerekir. Bu yüzden STK’lar insan kaynağı olarak gönüllü çalışanlara ihtiyaç duymaktadır. Gönüllü çalışanların verimi için uyum, eğitim, oryantasyon, motivasyon gibi konulara dikkat edilmesi gerekmektedir.
3. Sivil Toplum Kuruluşu (STK) Nedir
Sivil toplum terimi ilk defa Aristoteles ile karşımıza çıkmaktadır. “Sivil toplum, Aristoteles’in ‘Politike Koinonia’ dediği yurttaşların, kentlilerin, politeslerin oluşturduğu politik düzendir. Sivil olanla siyasal olanın ayrımının henüz olmadığı, politik olana ilişkin olan bu anlayışta sivil toplumun (Politike koinonia) diğer toplum düzenlerinden farkı hak ile haksızlığın ayrıldığı düzen olması yani adaleti temel alan düzen olmasıdır.” (Kuçuradi, 1998: 28)
On sekizinci yüzyıla kadar bütün Avrupalı düşünürler, sivil toplum terimini, mensuplarını yasalar altına sokmakla barış ve düzeni sağlayan siyasal düzen anlamında kullanmışlardır. Bu anlayış etkisini uzun süre devam ettirmiştir. Nitekim D. Hume, özgürlük sivil toplumun mükemmelleşmesidir, ama yine de otoriteyi tam da bu toplumun var olabilmesinin esası olarak anlamak gerekmektedir derken bir anlamda sivil toplum ve devlet özdeşliğine vurgu yapmaktadır (Keane,1993: 48).
Sivil toplum kuruluşları, belirli bir amacı gerçekleştirmek veya desteklemek amaçlı kurulan kuruluşlardır. Resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük yöntemiyle alan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda, kar amacı gütmeyen ve gelirlerini yapılan bağışlar ve üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Bu kuruluşlar devletin gücünün yetmediği konularda araştırma ve hizmet sağlamada, sorunlara çözüm önerileri sunarak devletlerin sosyal denge ve refah düzeylerinin artmasına katkı sağlayan sivil kurumlardır.
4. Vakıf Nedir
Vakıf teriminin TDK’ye göre tanımına baktığımızda üç şekilde yapıldığını görmekteyiz. İlk olarak vakıf; bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmi bir yolla ayrılarak bir topluluk veya kimse tarafından bırakılan mülk, para. İkinci olarak, bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer. Son olarak, birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş şeklinde tanımlanmaktadır.
Vakıflar, kuruluşları bakımından farklı hedeflere sahip olmasına rağmen zor durumda olan insanlara yardım etme, dayanışma ve hayırseverlik gibi duygular ile hatırlanmakta ve bir hizmetin gelecekte de devam etmesi için insanların resmi yolla bıraktıkları mülkleri veya parayı ifade etmektedir.
Her toplumun yardımlaşma konusunda zamanın sosyal yapısına göre sosyal faaliyetlerde bulunmuştur. Yardımlaşmanın örneğini vakıfların ortaya çıkması ile görmekteyiz. Vakfın tarihi hakkında net bir tarih göstermek mümkün değildir. Vakıfların hangi dönemde ortaya çıktığı her ne kadar bilinmiyor olsa da vakıf düşüncesini ortaya çıkan etmenler oldukça açıktır. Vakıf düşüncesini ortaya çıkaran etkenler, toplumsal barış ve huzur ihtiyacı, bir düşünceyi yayma, devletin yapamadığı sosyal görevleri gerçekleştirme, kültürel ihtiyaçlar ve değerlerdir. Bu örgütler eğitime, kültüre, ekonomiye, sosyal ve siyasal hayata yardım sağlamaktadırlar.
5. Vakıf ile STK Arasındaki Farklar
Sivil toplum kuruluşları ile vakıflar, topluma fayda sağlamak için çalışan, kar amacı gütmeyen kuruluşlardır. Ancak aralarında bazı farklılıklar vardır.
- Kuruluş ve yapı. STK’lar genellikle belirli bir konuda çalışan ve toplumun önceliklerle oluşturulan örgütlerdir. Bu kuruluşlar, üyeler veya gönüllüler tarafından desteklenir ve yönetilir. Vakıflar ise genellikle bir kişi veya aile tarafından kurulan ve belirli bir amaca hizmet etmek üzere mülk veya varlık ile kurulan kuruluşlardır. Vakıflar genellikle vakıf kurucusu veya yöneticisi tarafından yönetilir.
- Amaç ve faaliyetler. STK’ların amaçları genellikle sosyal, kültürel, çevresel konularla ilgilidir. Bu kuruluşlar, eğitim sağlık, insan hakları, çevre koruması gibi konularda faaliyet gösterirler. Vakıflar ise genellikle belirli bir amaca hizmet etmek üzere kurulurlar. Bu amaca bağlı olarak eğitim, sağlık, dini veya sosyal yardım gibi çeşitli faaliyetlerde bulunabilirler.
- Kaynaklar ve finansman. STK’lar genellikle üyelerin bağışları, devlet veya özel kuruluşlardan alınan bağışlar, faaliyet gelirleri ve gönüllü çalışanlardan elde edilen kaynaklarla finanse edilir. Vakıflar ise genellikle vakıf kurucusu veya yöneticisi tarafından tahsis edilen mülk, para veya varlıklardan finanse edilir. Vakıflar ayrıca bağışlarla da gelir elde edebilirler.
- Yönetim ve işleyiş. STK’lar genellikle demokratik bir yapıya sahiptirler. Üyeler veya gönüllüler genellikle yönetim organlarını seçer ve kararları kolektif bir şekilde alır. Vakıflar ise kurucu veya yöneticisi tarafından belirlenen yönetim organları tarafından yönetilir. Vakıflar, kurucusunun veya yöneticinin belirlediği amaçlara uygun olarak çalışır
Bu farklılıklara rağmen hem STK’lar hem de vakıflar topluma hizmet etmek amacıyla çalışırlar. Her ikisi de toplumsal dönüşüm sağlama, dezavantajlı grupları destekleme, eşitlik ve adaleti teşvik etme gibi ortak hedeflere odaklanır. Hem sivil toplum kuruluşları hem de vakıflar, toplumda değişimi ve iyileşmeyi ilerletme konusunda önemli bir rol oynarlar. Genellikle devlet ve özel sektörle iş birliği yaparak toplumsal sorunlara çözümler sunarlar.
6. Gönüllülük Nedir
Gönüllülük, bir bireyin maddi veya herhangi bir menfaati olmadan, topluma fayda sağlayacağı düşünülen amaca ulaşmak için, bireyin kendi isteği ile ve doğru olduğuna inanarak, toplumsal bir girişime ya da bir sivil toplum kuruluşu bünyesinde faaliyetlere destek olması olarak tanım yapılabilir. Gönüllülerden bilgi, deneyim, enerji, hoşgörü, paylaşımcılık, olumlu insan ilişkileri, sorumluk üstlenme gibi özelliklere sahip olması beklense de, bu niteliklere sahip olmadığı halde toplum için bir şeyler yapmak isteyen bireyler elbette olabilir. Bir gönüllüde aranan en önemli ve vazgeçilmez özellik samimi olarak “gönüllü” olmasıdır.
STK gücünün en önemli unsurlarını üyeler, gönüllüler, bağışçılar oluşturmaktadır. STK gönüllüleri, parasal olarak belki de hiçbir zaman ulaşamayacağı bir insan kaynağını maddi bir harcama yapmadan kullanabilmesi demektir. Böyle bir maddi güce sahip olan STK için bile, profesyonel hizmet alımı yerine gönüllü gücünü kullanmak daha değerlidir. Çünkü katılım sağlamak, STK’yı sivil ve toplumsal kılan beceridir. Hem gönüllünün hem de STK’nın birbirini seçme hakkı vardır.
Sivil toplum kuruluşlarında gönüllüler hizmetleri açsından iki boyutta ele alınmaktadır. Bunlar gönüllülerin bireysel olarak gönüllülük hareketlerine katılması ya da kurumsal olarak gönüllü hareketlere katılması şeklinde değerlendirilmektedir. Kurumsal olarak gönüllü hareketler genelde özel sektörün kurumsal sosyal sorumlulukları kapsamında gerçekleşmektedir. Hem bireysel hem de kurumsal olarak gönüllüleri gönüllü olmaları için sebepler vardır. Bunlara gözden geçirdiğimizde; bireysel gönüllüleri gönüllü olmalarındaki sebeplere baktığımızda bireylerin yalnızlıklarını giderme isteği, örnek bir kişi olma isteği, yetki alma isteği, aitlik hissi, kariyer geliştirme isteği, sosyalleşme ihtiyacı, entelektüel düzeyini geliştirmek, hünerlerin paylaşma isteği, mirasını hayır işlerinde kullanacak STK’lara bırakmak, hayır işleri yapıyor gözükerek imajını iyileştirmeye çalışmak, inançsal etkenler gibi sebepleri sıralayabiliriz. Kurumsal gönüllüleri gönüllü olmalarındaki sebepler ise, kurumun yöneticisinin gözüne girme, gönüllülükte başarılı olarak kariyer fırsatı yaratma, kurumsal açıdan toplumda iyi şirket imajı yaratma, sosyal sorumluluk bilincinde olma, pazarda rakiplere karsı rekabet avantajı sağlama, vergiden muafiyet ve bunun gibi etkenler sıralanabilir (AFL Club Management Program, 2004: 8; Özmutaf, 2007: 153-154).
7. Gönüllü Çalışma İsteğinin Sebepleri
Kişilerin gönüllü olarak gösterdikleri faaliyetlere katılımının nedenlerini üç grupta toplamak mümkündür.
7.1.Bireysel Nedenler
Gönüllü çalışmak için insanların saygı görmek, yeni arkadaşlıklar kurmak, yeni işler edinmek, hayatlarında farklılıklar oluşturmak gibi nedenlerin olacağı gibi yeni şeyler öğrenmek, grup çalışmalarına katılmak, kendini göstermek, statü kazanmak ve farklı insanlarla bir araya gelmek gibi nedenler de olabilmektedir.
7.2.Sosyal Nedenler
İnsanın gönüllü olmaya yönelten sosyal nedenlere örnek olarak başta yeni arkadaşlıklar ve çevre edinmek olduğunu sıralayabiliriz. Bunların yanında tecrübelerini paylaşmak, diğer insanlara yardım etmek, toplumsal görevini yerine getirmek, bir topluluğun haklarını savunmak gibi nedenlerde insanları gönüllü olmaya yöneltmektedir.
7.3.Yakın Çevreden Kaynaklanan Nedenler
Bir de insanların çevrelerinden dolayı gönüllü olmaya iten nedenler vardır. Bunlara örnek olarak çevresindeki kişilerin baskısı veya teşviği, STK bireyden istekte bulunduğu için, kişiden yardım istendiğinde kıramadığı için, aile geleneği olduğundan, arkadaş ya da aile ile aynı ortamda bulunma isteği gibi nedenler olabilmektedir. (Kurt ve Taş, 2015: 207)
8. Gönüllü Çalışmaktan Kaçınma Sebepleri
Gönüllü olarak çalışan insanların olduğu gibi bir de gönüllü çalışmaktan kaçınan insanların olduğunu da görmekteyiz. Bu insanların gönüllü olmama nedenlerine baktığımızda; sorumluluk almaktan kaçındıkları, kendilerini bir yere bağlı hissetmek istemediklerini, kendilerine gönüllü olup olmayacaklarını sormadıkları ve yapabilecekleri bir şeylerin olduğuna inanmadıkları gibi nedenler en çok sıralanmaktadır.
Kişiler daha önce kendilerinin veya yakınlarının olumsuz deneyimlerinin olması, yapılan işin küçümsenmesi ya da olumsuz bir şekilde sonuçlanması, beklentilerinin karşılanmaması gibi nedenlerden kaynaklanan güvensizlik ve önyargıya sahip olabilmektedir. Ayrıca kişinin kendi sorumluluklarının fazla olması, yapılan çalışmanın sıkıcı olduğunu düşünmesi ve kendine güvenmediğinden gönüllü olmak istemeyebilirler.
9. Kurumlarda Gönüllük Süreci
Gönüllüler sivil toplum kuruluşları için büyük bir öneme sahiptir. Gönüllü olan kişilerin kurum ile kaynaşmasını sağlama ve kabiliyetlerini ortaya çıkarabilmek için etkili bir gönüllü yönetimine ihtiyaç vardır. Gönüllü yönetiminde bazı süreçleri vardır;
9.1.Gönüllü Seçimi
Gönüllüleri bulma ve kuruma çekme aşamasından sonra, gönüllüleri seçme aşaması gelmektedir. Bu aşamada, STK’nın gönüllüleri kuruma çekme faaliyetleri sonucunda sağlanan gönüllülere ilişkin bir değerlendirme yapılmaktadır. STK görüşmelerini tamamlandıktan sonra yapılan analizler ile birlikte bir seçim yapacaktır. STK, gönüllünün işe uygunluğuna, becerisine, zamanına gibi özelliklerle bakarak değerlendirir ve kuruma kabul eder veya etmez.
9.2.Gönüllülerin Oryantasyonu
STK, gönüllünün ne yapması ve neler öğrenmesi gerektiğiyle ilgili etkinlikleri planlaması gerekir. Çeşitli el kitapları hazırlanmalı ve gönüllülere verilerek gönüllülerin bilgi edinmesi sağlanmalıdır. Oryantasyon sürecinde gönüllüler ile profesyonellerin birlikte çalışacakları çalışmalarla kişiler arası iş birliği sağlanmalı ve ekip ruhu oluşturulmalıdır.
9.3.Gönüllü Çalışanların Eğitimi
Gönüllülerin STK’da hangi görev ile görevlendirileceği belli olduktan sonra eğitim aşaması başlar. Bu süreçte gönüllülerin görev alacakları alanda daha profesyonel olması ve görevin daha nitelikli gerçekleşmesi için oldukça önemli bir süreçtir. Gönüllülere verilen görevleri yerine getirirlerken bu eğitim onlara yön verir ve becerilerini arttırır. Eğitim sürecinde olması gereken bazı özellikler vardır. Bunlar; gönüllü olan kişinin becerilerini arttırmalı, eğitimlerin sürekli olması ve gönüllülerin görevlerini doğru yapıp yapmadığı değerlendirilmelidir.
9.4.Gönüllülerin Motivasyonu
Özel sektörde çalışan insanların motivasyonu genellikle maddi kaynaklarla gerçekleştirilmektedir. Fakat gönüllü kuruluşlarda çalışan gönüllü kişilerin maddi bir beklentileri yoktur. Bu yüzden gönüllülerin manevi duygular ile motivasyonlarını arttırılabilir. Gönüllülerin motivasyonunu etkileyen hususların en başında davranışlar, inançlar, değerler, ihtiyaçlar ve amaçlar gelmektedir. Gönüllü yöneticisinin bu hususlara dikkat ederek değerlendirme yapması gerekmektedir.
9.5.Performans Değerlendirme
STK’lar verimli ve başarılı çalışabilmeleri için performans değerlendirmesi ve yönetimi yapmaları önemlidir. Çünkü performans değerlendirmesi ile yapılan çalışmaların sonuçlarını ölçebilmek ve toplumun beklentilerini karşılayıp karşılamadığını belirlenmektedir. Aynı zamanda performans değerlendirmesinde gönüllülerin performansının değerlendirilmesi de bulunmaktadır. Bu değerlendirme, gönüllünün çalıştığı faaliyetleri, bu faaliyetlerdeki performansını ve sonucunun değerlendirilmesidir.
9.6.Ödüllendirme
Gönüllülerin kuruma kattıkları hizmetlerin karşılığında, kuruma bağlılıkları ve devamlılıklarının sağlaması için katkıların ödüllendirilmesidir. Ödüllendirme sayesinde gönüllülerin motivasyonu artar ve kurum ile ilişkilerinin verimli olması sağlanır. Gönüllülerin ödüllendirilmesi birçok farklı şekillerde gerçekleştirilebilir. Bunlara örnek olarak teşekkür notu, sertifika, kişisel mektuplar, hediye, fotoğraflar, yurt dışında bir konferansa gönderme, özel günler için tebrik kartları gibi şekillerde olabilmektedir.
10. Sivil Toplum Kuruluşlarında Gönüllü Hak ve Sorumlulukları
10.1.Gönüllünün Hakları
- Gönüllü olacak kişiler kurumdaki faaliyetlerde çalışmadan önce kurumun işleyişi, iletişim dili, yardım ettiği kişilerin özel ihtiyaçları ve benzeri konularda eğitimler alırlar.
- Gönüllü olacak kişilerde din, dil, ırk, cinsiyet, rengi, inançları gibi nedenlerden dolayı ayrım yapılmamalıdır. Herkesin gönüllülük olanaklarına eşit bir şekilde erişme hakkı vardır.
- Gerçekleşecek faaliyetler hakkında gönüllüye faaliyetin amacı, gönüllünün avantajları, faaliyetin şartları ve potansiyel tehlikeler gibi bazı bilgilendirmeler yapılmalıdır.
- Gönüllü kişiler katılacakları faaliyetlerde ek bir maddi yük yüklenmemelidir.
- Gönüllü kişilerin performansları faaliyet sonunda veya dönemsel olarak tarafsız şekilde değerlendirilir ve kişiye bildirilir.
- Gönüllü kişilerin bilgileri gönüllünün izni olmadan üçüncü kişi veya kurumlar ile paylaşılmaz.
10.2.Gönüllünün Sorumlulukları
- Gönüllü olan kişi ona verilen görevleri sorumluluk duygusu ile yerine getirir.
- Gönüllü olan kişi, çalışmalarını ona verilecek alanlarda, kurumun belirlenen zaman ve kurallarına uygun şekilde gerçekleştirir.
- Katıldığı faaliyetlerde, yardım ettiği kişilere iletişim bilgilerini veremez ve onların özel bilgilerini istemez. Faaliyetlere katılamayacağı durumlarda, kurumu mümkün olan en kısa zamanda bilgilendirir.
- Kurumun adını ve kaynaklarını kişisel çıkarları için kullanmaz.
- Kurum bilgilerinin gizli tutulmasına ve korunmasına özen gösterir.
- Gönüllü olan kişi profilinde gerçek bilgileri paylaşır ve bilgileri güncel tutar.
- Gönüllülük Taahhütnamesine uygun hareket etmekten sorumludur.
10.3.Kurumun Sorumlulukları
- Kurum, ihtiyaç duyduğu gönüllü gücün iş tanımlarını ayrıntılı ve açık bir şekilde oluşturarak beklentilerini gönüllülerine aktarır.
- Gönüllülerin çalışmaları gerçekleştirebilmeleri için gerekli koşulları sağlar, tedbirleri alır. Bazı çalışmalarda gönüllülerin günlük ihtiyaçlarını, ulaşım ve sigorta gibi masraflarını karşılayabilir.
- Gönüllü kişilerin bilgilerinin güncelliğini ve gönüllülük verilerini takip eder. Gönüllü kişilerin bilgilerini korur ve gönüllünün izni olmadan üçüncü kişi veya kurumlar ile paylaşmaz.
- Gönüllülerin motivasyonunu yüksek tutar, performanslarını değerlendirir ve onlarla paylaşır.(Açık Açık, 2021)
11. Sonuç
Sivil toplum kuruluşları kar amacı gütmeyen, belirli bir amacı gerçekleştirmek veya desteklemek amaçlı kurulan kuruluşlardır. Üyelerini gönüllülük yöntemiyle almaktadır. Günümüzde gönüllü işgücünün daha eğitimli, donanımlı, yüksek motivasyonlu, yaratıcılığı yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Gönüllü kişilerin bu gibi özelliklerini daha verimli hale getirmek kurum için büyük öneme sahiptir. Bu bağlamda gönüllülerin yararlı olma duygusunu ve topluma fayda sağlama dürtüsünü canlandırmak için etkili bir gönüllü yönetimine ihtiyaç vardır.
Kaynakça:
Açık Açık. (2021). Acikacik; stk/gonullu-haklari-ve-sorumluluklari. Açık Açık Web Sitesi: https://acikacik.org adresinden alındı.
AFL Club Management Program (2004), Volunteer Management for Football Clubs, Australian Football League, Australia.
Keane, J. (1993). Despotizm ve Demokrasi Sivil Toplum ile Devlet Arasındaki Ayrımın Kökenleri ve Gelişimi. Sivil Toplum ve Devlet. (Çeviren: Levent Köker). Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
Kuçuradi, İ. (1998). Sivil Toplum Kuruluşları: Kavramlar, Üç Sempozyum: Sivil Toplum Kuruluşları (1.baskı) , Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.
Kurt, S. ve Taş, H. (2015). Sivil Toplum Örgütlerinde Profesyonel ve Gönüllü Çalışma İlişkileri: Tehditler ve Fırsatlar. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, 4(8), 199-214.
Özmutaf, M. Nezih (2007) “Sivil Toplum Kuruluşlarının Misyonlarını Gerçekleştirmede İnsan Kaynaklarının Rolünün Gönüllü Yönetimi Yaklaşımları Bağlamında İncelenmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Isparta.
Öne çıkarılan görsel : https://pixabay.com/ adresinden 09.06.2023 tarihinde alınmıştır. Creative Commons lisanslıdır.
Bu makale https://www.duplichecker.com/ sitesi üzerinden 09.06.2023 tarihinde kontrol edilmiştir. Makale benzerlik değeri ile kabul edilmiştir. Results Completed: 100% Plagiarism: %16 Unique: %84
Bu eser Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Liseyi ilk üç sene Çamlıca Kız Anadolu Lisesinde okudum. Son sınıfta temel liseye geçiş yaparak orada eğitimimi tamamladım ve mezun oldum. 2020 yılında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği bölümünü kazandım. 2021 yılında yatay geçiş ile Marmara Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği bölümüne kayıt oldum. Halen de Marmara Üniversitesi’nde öğrenimimi devam ettirmekteyim. Boş zamanlarımda müzik dinlemeyi, dizi-film izlemeyi, resim yapmayı, arkadaşlarım ile vakit geçirmeyi severim. Anadolu lisesi mezunu olduğum için yazılım alanında pek bir bilgim yoktu. Elimden geldiğince öğretilenleri öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bunun için kurslara katılarak kendimi yazılım alanında geliştirmeye çalışıyorum. İnternet üzerinden kayıt olduğum kurslar ile python ve İngilizce öğrenmekteyim. YouTube üzerinden Excel ve Sql derslerini dinleyerek öğrenmeye çalışmaktayım. Tukcell tarafından düzenlenen “Siber Güvenliğin Süper Kadınları” programına katılarak verilen eğitim sonucunda sertifika aldım. Milli eğitim bakanlığı tarafından Türk İşaret Dili eğitimi sonucu sertifika aldım.